Ukrayna’nın savaşta başarılı olduğuna dair haberler yoğunlaştıkça Almanya’nın “kardeş halk”a yırtıcı hayvanların adını taşıyan son modern tankları (Leopard-2 ve Marder) bir an önce sevketmeye başlaması yolundaki çağrılar da artıyor.

Artık savaşın aktif bir tarafı haline gelen Yeşiller partisinin önde gelenleri başta olmak üzere çok sayıda üst düzey politikacı adate koro halinde Alman ordusunun elindeki tankların Ukrayna’ya teslim edilmesini talep ediyorlar. Ana akım medyanın verdiği mesaj “Ukrayna ordusunun bu silahlarla donatılması halinde, Rus ordusunun işgal ettiği yerlerden en kısa zamanda sökülüp atılacağı” yolunda. Cepheyi ziyaret edip, Almanya’nın Ukrayna’ya daha fazla silah yardımında bulunması gerektiğini ve bunu yapacaklarını açıklayan Dışişleri Bakanı Annelena Baerbock’un (Yeşiller) medyadaki popülaritesi zirvede. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen seçimlerden önce üstüste yaptığı gaflar ve başkalarının yazdığı kitapları sayfa sayfa kopya ederek kitap yazdığının ortaya çıkması üzerine partisinin büyük oranda oy kaybına neden olan Almanya tarihinin ilk ve en genç dışişleri bakanı, buna ilk kadın dışişleri bakanı ünvanını da ekleyelim, yayınlanan kamuoyu yoklamalarına bakılırsa şu anda Almanya’nın en sevilen politikacısı...

Sosyal demokrat, yeşil ve liberal hükümetin küçük ortağı FDP’nin (Hür Demokrat Parti), ana muhalefetteki Hıristiyan demokratların sözümona askeri uzmanları da Baerbock gibi Ukrayna devlet başkanı ve genel kurmayının tankların gönderilmesi yolundaki taleplerini desteklediklerini duyurmak için sıraya giriyorlar. Ve hepsi ağır taarruz silahlarının gönderilmesine karşı çıkan sosyal demokrat Başbakan Olaf Scholz ve Savunma Bakanı Christine Lambrecht’i yönelen Washington ya da NATO Karargahı kaynaklı eleştiriler karşında yalnız bırakıyorlar. Rusya’nın Ukrayna’dan çekilmesi için geçtiğimiz gün Putin’le 90 dakika görüşen Scholz ise bu konudaki kararlılığını sürdürüyor.

“Almanya’nın sanki Ukrayna’ya destek vermediği!” imajını veren tartışmalı ortamda Scholz ve Lambrecht’in açıklamalarına kulak verildiğinde ortaya çıkan gerçekler ise çok farklı. Almanya savaşın başından beri Ukrayna’ya maddi, insani ve askeri anlamda en fazla yardımda bulunan ülkeler arasında. Frankfurter Allgemeine Zeitung’da yayınlanan bir habere göre Savunma Bakanı, Ukrayna’nın son günlerdeki askeri başarısının ardında savaş alanındaki Alman silahlarının da rolü var. Bakan Lambrecht, önümüzdeki günlerde “çöl kaplanı” olarak bilinen çok namlulu Mars Roketatar sistemlerinin (ve tabii bunların cephanelerinin) ve çok sayıda zırhlı araç teslim edileceğini açıkladı. Ayrıca Yunanistan’dan alınacak 40 Sovyet tipi BMP1 tankının da Ukrayna’ya verilecek. Almanya, Yunanistan’a bunların karşılığında 40 adet Marder tankı verecek ve böylece Ukrayna ordusunu eğitimli olduğu sovyet tipi silahlarla desteklemiş olacak.

Ama hem Scholz, hem de Lambrecht Ukrayna’ya doğrudan gelişmiş Leopard ve Marder tanklarının teslim edilmesi talebine karşı çıkıyorlar. Bunu, şu ana kadar hiçbir müttefikin Ukrayna’ya bu kapasitede taarruz silahı vermediği, bunu yapmak için ortak karar olmadığı, “Almanya’nın bu konuda kendi başına davramaması gerektiği” açıklamasıyla gerekçelendiriyorlar. Bir diğer gerekçeleri de şu anda zaten Alman ordusunun elindeki çalışır durumdaki tankların ancak ülke savunması ve NATO bünyesindeki görevler için yeterli sayıda olduğu.

“Ukrayna’ya daha fazla silah!” yaygaraları arasında gözden kaçan bir diğer husus da Alman silahlı kuvvetlerinin başındaki Genelkurmay Müfettişi Orgeneral Eberhard Zorn’un açıklamaları. Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada cepheden gelen “başarı haberleri”nin fazla abartılması uyarısında bulunan Orgeneral, Ukrayna’nın gerçekten geniş çaplı bir karşı taarruz yapacak gücü olmadığına işaret ediyor, “Bunun için cephedeki güç oranının en azından üçe bir olması gerekiyor” diyor.

Ukrayna’nın cephenin bazı noktalarında başarılı olduğunu belirten Zorn, “Ukrayna ordusu akıllı davranıyor, kendinden emin ve harekatları çok hareketli” diyen Zorn, iki hafta önce Rusların önümüzdeki altı ay içinde tüm Donbas bölgesini ele geçirmiş olacaklarını düşündüğünü kaydettikten sonra, “Ancak bugün şunu söylüyorum. Bunu yapamayacaklar!”

Almanya’nın Ukrayna’yı sonuna kadar destekleyeceğini vurgulayan general, şimdiye kadar yapılan askeri yardımla ilgili eleştirilerin de haksız olduğunu belirtiyor. Çok sayıda modern hava savunma ve roketatar sistemleriyle, “sayısız miktarda araç, cephane ve malzeme” verildiğini kaydeden Zorn, bunlar arasında Alman ordusunun kendi elinde olmayan IRIS-T modeli havadan havaya taktik saldırı füzelerinin de yer aldığına işaret ediyor.
Bu arada cepheden başka haberler de var. Örneğin savaş borazanlığında en önde giden Die Welt gazetesinde yayınlanan “Yalan değil, ama gerçeğin tamamı değil” başlıklı geniş bir analizde, “Rusya kadar olmasa da!” Ukrayna tarafından yapılan açıklamaların da “propganda bulutu”na bulaştığından yakınılıyor.

Yine aynı gazetede yayınlanan “Dışarıdan gelen yardımla” başlığıyla yer alan bir analizde ise Ukrayna’nın son zamanlardaki askeri başarılarının Amerikan desteğinden kaynaklandığı vurgulanıyor. Amerikalıların verdiği uzun menzilli ATACMS ve AGM-88-Harm füze sistemlerinin Rus birliklerine ağır zaiyatlar verdiğine işaret edilen analizde, Atlantik ötesinden gelen desteğin sadece silahları değil, uydular aracılığıyla elde edilen istihbaratın anında aktarılmasını ve Pentagon’un Ukrayna genel kurmayına verdiği stratejik danışmanlık hizmetini de içerdiği kaydediliyor.
Yani sözkonusu olan kendisinden kat kat üstün gücü olan bir ordunun saldırısına uğramış ve buna kahramanca direnen küçük bir ordu değil. Ukrayna bu savaşın başından beri aldığı desteklerle ve ilan edilen seferberliğin de etkisiyle şu anda Avrupa’nın en güçlü ordularından birine sahip. Milyarlarca dolarlık ekonomik ve askeri yardımı esirgemeyen çok güçlü müttefiklere sahip bir ülke...

Ukrayna Genel Kurmay Başkanı Walerij Saluschnyi, bu hafta başında yayınlanan makalesinde “Bu savaşın 2022’de sona ermeyecek” diyor ve gelecek yılın planlarını yaptıklarını belirtiyor.