Fenerbahçe oldukça temposuz geçen derbide Josef de Souza’nın 90+1’de attığı golle Galatasaray’ı 1-0 mağlup etti

Uyutan derbi Kanarya’nın

İstanbul’da derbi günü. Asırlık çınarlarımızdan Galatasaray, Fenerbahçe’yi ağırlıyor. Bu sezon hayal kırıklığı yaratan devlerin amacı ortak. Hem kazanıp taraftarlarını güldürmek, hem de ikinci sıradaki Medipol Başakşehir’e bir adım daha yaklaşmak istiyorlar.

Santra öncesi ev sahibi cephesinde gözler Tudor’daydı. Genç Hırvat hoca, selefi Riekerink’in kadrosuyla sahadaydı. Üçlü savunmayı bir süre deneyen teknik adam, bu dev randevuda dörtlüye dönmüştü. Başakşehir karşısında bozguna uğrayan Aslan’ın, özellikle de Fenerbahçe maçlarının çilingiri Sneijder’in performansı merak ediliyordu. Eren kulübede, Podolski çimlerdeydi.

Sarı-lacivertliler beklenen 11’le başlıyordu. Koltuğu tartışılan deneyimli hoca Advocaat, vatandaşlarından Lens ile van Persie’nin ustalıklarına güveniyordu. Özellikle duran top savunması sezon başından bu yana bir türlü düzelmeyen rakibinin zaaflarından sarı-lacivertlilerin yararlanıp yararlanamayacağı merakla bekleniyordu. Acaba sarı-kırmızılılar bu konuda özel önlem almış mıydı?

Hocam Erdoğan Teziç’e saygı duruşuyla demir aldı karşılaşma. Başkanlık sistemi de dahil Anayasa Hukuku’na dair o kadar çok şey öğrenmiştim ki kendisinden. Yıllar sonra beni bir sabah gördüğünde tanımasına çok şaşırmıştım ya neyse.

Taraflar önce birbirlerini tartıyor, ardından mücadele ısınmaya başlıyordu. Fenerbahçe savunmasının 24. dakikadaki anlaşmazlığı neredeyse tabelayı değiştiriyordu. Volkan önce Yasin, ardından da Sneijder’e hayır demişti. Hemen akabinde Selçuk güzel geldiyse de çerçeveyi bulamamıştı. Saman alevi misali gelişen birkaç akını saymazsanız, ilk yarı pek tatsızdı. El Clasico öncesinde bizim derbi pek yavan kalmıştı.

Yayıncı kuruluşun bu kalitesiz futbolu nasıl pazarlayacağı düşünürken ikinci devre başlıyordu. Volkan’ın bulunduğu kaleye atılan yabancı maddeler pek yaprak oynamayan maçı durduruyordu. Hal böyle olunca da tempo artmıyordu.

Bruma’nın yerine giren Rodrigues 71’de Volkan’a takılmıştı. Kötü günündeki Sneijder onu iyi kaçırmıştı. Dakikalar ilerliyor, kalite yükselmiyordu. Maç tam böyle bitecek derken, Kanarya öne geçiyordu. Şener’in ortasında Josef kafayı güzel vurmuştu. Pozisyonda Carole’ün hatası akıl alır gibi değildi. Uzatmalarda Semih’in aşırması direkte patlayınca, deplasman ekibi istediğini alıyordu.

23 Nisan’daki derbiden Fenerbahçe şen dönüyor. Şüphesiz ezeli rekabetin gördüğü en tatsız tuzsuz maçlardan biri geride kaldı. İki takımın oyuncularına o giydikleri formaları anlatmalı; ne parçalı, ne çubuklu bunu hak ediyor.