23 Eylül-15 Ekim tarihleri arasında, Hollanda ve Polonya’nın ortak düzenleyeceği 19. Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası, Türkiye’nin tarihindeki en iyi derece olan altıncılığı geliştirmeye çalışacağı bir turnuva olacak.

23 Eylül’de saat 19:00’da Polonya ve Hırvatistan arasındaki mücadelenin ilk servisiyle, toplamda tam 100 maç izleyeceğimiz ve 3 haftaya yayılacak bir voleybol şöleni daha başlayacak. 2022 Dünya Şampiyonası’nda bizi neler beklediğini ayrıntılandırmadan önce, bu yazıda turnuvanın tarihçesinden bahsedelim. Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası, 1952’den beri düzenleniyor. Bu anlamda voleybolun, ulusal takımlar düzeyinde geçmişten günümüze gelebilen en eski turnuvası diyebiliriz, zira spor, olimpiyatlara, 1964’te kabul edilmişti. 1952 turnuvasına, şaşırılmayacak şekilde Sovyetler Birliği ev sahipliği yaptı ve beklendiği gibi de turnuvayı kazandı.

Doğu Bloku ve komünist ülkelerin, o yıllarda olimpik takım sporlarındaki ezici üstünlüğü, elbette voleybolda da kendini net olarak gösterdi. Nitekim 1952’de turnuvaya katılan 8 takımın 2’si, Fransa ve Hindistan, bu gruba girmeyen takımlardı ve beklendiği gibi, son 2 sırayı aldılar. Ev sahibi Sovyetler öyle bir güçtü ki, turnuvada oynadığı 7 maçın hepsini 3-0 kazanmakla kalmamış, hiçbir sette (o zamanlar setler 15 sayı üzerinden oynanıyordu), rakiplerine 10’dan fazla sayı vermemiş, Hindistan’ı 15-0, 15-1 ve 15-1’lik setlerle mağlup etmişti. Komünizmle yönetilen ülkelerin bu spordaki hegemonyası o kadar büyüktü ki, onların arasına sadece Japonya girebiliyordu. Japonlar da bu dönemde ülkeyi net bir Japon milliyetçiliği ile yöneten Liberal Parti’nin yönetimindeydi ve voleybolda tek başına sola kafa tutmaya çalışıyordu. Şöyle bir rakam verelim, 2002 yılında Almanya’da düzenlenen turnuvada, İtalya’nın şampiyonluğuna kadar geçen sürede, 1967’deki Amerika Birleşik Devletleri’nin oynadığı final hariç hiçbir Batı demokrasisi final dahi görememişti. Bu dönemdeki toplam 13 şampiyonluğun, 5’ini Sovyetler Birliği, 2’sini Çin kazanırken, Japonya ve Küba da 3’er şampiyonluk elde ettiler.

Bugün, Rusya Kadınlar Ligi’nin en değerli oyuncusuna verilen Lyudmila Buldakova Ödülü, bu 5 Sovyetler şampiyonluğunun ilk 3’ünde kadroda olan, aynı zamanda 1968 ve 1972 Olimpiyatlarından 2 altın madalyalı efsane Buldakova’dan geliyor. O dönemin en sansasyonel olaylarından birisi de, Japonya’nın, 1962’de, Sovyetler Birliği’ndeki turnuvada, binlerce Moskova seyircisi önünde ev sahibini 3-1 mağlup ederek onların zincirini kırması ve şampiyonluğu evine götürmesiydi.

ORYANTAL CADILAR VE LANG PİNG’İN YÜKSELİŞİ

Japonlar 1962-67 arasında 2 Dünya, 1 Olimpiyat Şampiyonluğu kazanırken, takımın belkemiği, Osaka’da bir fabrikada kurulan voleybol takımıydı. Kaizuka Fabrikası’nda, çalışırken mesai saatlerinden arta kalan zamanda Japonya’nın en iyisi olmayı hedefleyen kadınlar, ülkenin zirvesine çıktıktan sonra bir dünya turuna çıkarak tam 24 maç boyunca mağlup olmadı ve takıma, Tōyō no Majo, Oryantal Cadılar lakabı takıldı. Bu takımdan 10 oyuncu, olimpiyat ve dünya şampiyonu olan 12 kişilik Japonya takımını oluşturdular. Ancak 1967’de emekli olup bir aile kurma kararı aldıklarında, Sovyetler Birliği eski koltuğuna dönebildi.

1978-98 arasında ise bu ikiliye Çin ve Küba da dahil oldular. 1982’de Çin, Peru’da yapılan turnuvada şampiyonluğa ulaşırken, turnuvanın en iyi oyuncusu 22 yaşında genç bir smaçördü. Bu genç kız, daha sonra Demir Çekiç lakabını alacak efsane Lang Ping’den başkası değildi. Çin 1982 ve 86’da dünya, 1984’te olimpiyat şampiyonu olurken, olimpiyatlar sırasında, kaptan Cao Huiying’in 3 parmağı işlevsiz hale gelmiş ve kaptan 7 parmakla altın madalyayı boynuna takmıştı. Ping’in o günlerde her antrenmanda 400 smaç vurarak maçlara hazırlandığı söylenir.

CASTRO’NUN GURURU REGLA TORRES

Küba 1994 ve 98’de şampiyonluğa ulaşırken, efsane orta oyuncu Regla Torres (hala birçoğuna göre dünyanın gelmiş geçmiş en iyi voleybolcusudur) 2 turnuvanın da en iyi oyuncusu seçildi. Bu ödülü, turnuva tarihinde 2 kez kazanmış başka bir oyuncu yok. Karayip Mürenleri (Las Morenas del Caribe) ve Yenilmez Armada gibi lakapları olan Küba takımı, voleybol tarihinin, başarısı yanında en estetik takımıydı belki de. 1998’de son şampiyon olduklarında da bir devir kapandı. Batı Avrupa takımları giderek dünya voleybolunda söz sahibi olmaya başladılar. Puanlama sisteminde devrimsel bir değişiklik oldu ve takım sayısı bir sonraki turnuva ile 24’e çıktı. 2002’de Togut ve Piccininili İtalya şampiyonluğa ulaştı.

2006 ve 2010 yılında Rusya, Japonya’daki üst üste 2 turnuvada şampiyon olurken, bunlardan ilkinin en değerli oyuncusu, turnuvayı 5. bitiren ev sahibi Japonya’nın pasörü Yoshie Takeshita olmuştu. Turnuvada birkaç kategoride ilk 5’te yer alan Yekaterina Gamova bu ödülü almamanın acısını 4 yıl sonra çıkaracaktı. Bu arada 2006 turnuvasının en skorer ismi, Angelina Grün’ün önünde bu unvana uzanan (o zamanki adıyla) Neslihan Darnel’di. 2010 yılında Ruslar, Japonya’ya geldiler, aynen 4 yıl önce yaptıkları gibi, finalde Brezilya’yı 3-2 mağlup edip şampiyon oldular. 4 yıl önce, 22 sayı alan Brezilya efsanesi Sheila Castro’ya karşı 28 sayıyla oynayan Gamova, bu sefer 26 sayı alan rakibine karşı 35 sayıyla oynamıştı. Turnuva organizatörlerinin Gamova’ya en değerli oyuncu ödülünü vermekten başka çaresi kalmamıştı. Tekerrür eden bir başka şey vardı, Neslihan’ın en skorer oyuncu unvanını tekrarlaması.

2014 VE 2018’DE YENİ ŞAMPİYONLAR

2014 ve 2018 turnuvaları 2 yeni şampiyon çıkardı. ABD ve Sırbistan. Karch Kiraly’nin takımı, dünya voleybolunda yeni bir super güçün varlığını herkese hissettirirken, Kimberly Hill en değerli oyuncu seçildi. O, en iyi oyuncu seçilirken, henüz 17 yaşında olan, 30 bin nüfuslu, Trebinye isimli kasabada doğmuş Bosna asıllı bir Sırp, zamanının gelmesini bekliyordu. Tijana Boskovic, neredeyse her maçta takımının en skoreri olduğu o turnuvadan sonra bir daha durmadı ve 2018 şampiyonluğu da dahil olmak üzere, Sırbistan’ı dünyanın zirvesine yerleştirdi. 2018’deki harika İtalya – Sırbistan finalini bugün YouTube’da 1080p kalite ve harika ses efektleriyle izlemek mümkün.

1982’den beri verilen En Değerli Oyuncu ödülünü dikkat çekici şekilde 3 kez pasörler kazandı. Ödülü kazanan tek orta oyuncu, bunu 2 kez başaran Regla Torres. 3 kez smaçörler ödülü evlerine götürürken, Gamova ve Boskovic ödülü kazanan pasör çaprazları. Yani bugüne kadar hiçbir libero bu ödüle uzanamadı. Yazının ilk bölümünde de bahsettiğimiz Buldakova 3 altın ve 1 bronz, 4 madalya ile en çok madalya kazanan oyuncu.

Turnuva öncesindeki izleyen 2 yazıda, Türkiye’nin şampiyona yolculuğuna ve 2022 tahminlerine ayıracağız.