Başlangıcına 10 günden az kalan 2012 Olimpiyat Oyunları temalı yazılara devam ediyoruz. Bu hafta olimpiyatlarda yarışacak ülkelere ve sporlara bir göz atalım.

12 temmuz itibarı ile 2012 Londra Olimpiyatı’na katılacak olan ülke sayısı 201’di. Hollanda Antilleri’nin 2 yıl önce dağılmasının ardından Aruba, Bonaire, St. Maarten, Curaçao gibi ülkelerin bağımsız olarak olimpiyat bayrağı altında katılmasına karar verildi. Aruba turnuvaya judo dalında yarışacak 1 sporcu gönderiyor. Büyük Britanya ev sahibi olmasının da etkisiyle 26 dalda 542 atletle mücadele verecek ve bu alanda lider. Birleşik Amerika 25 dalda toplam 530 atletle onları izliyor. Bunlardan 269’u kadın 261’i ise erkek. 4 yıl önce ev sahibi Çin 639 atletle katılmış ve Birleşik Amerika yine onları izlemişti. Bu kural pek bozulmuyor. Amerika kıtasının lokomotif ülkesi katılımcı gönderme alanında sürekli ilk 2 sırada yer aldı tarih boyunca. İlk kez katıldıkları günden bu yana, 2012 oyunları hariç, 44 dalda toplam 7 bin 298 atletle mücadele ettiler. Onlara en çok yaklaşabilen ülke 41 dalda 5 bin 71 atlet ile Büyük Britanya oldu. Fransızlar da 4 bin 885 atletle üçüncü sırada geliyor.

Türkiye ise bugüne dek 19 dalda 593 sporcu ile katıldı organizasyona. 2012’de 16 dalda toplam 114 sporcu ile katılıyoruz. Bunların 66’sı kadın, 48’i erkek. Bu rakamda ilk kez bizi takım sporlarında temsil edecek olan kadın voleybol ve basketbolcularımızın payı yüksek. Atletizmdeki 25 sporcumuz en kalabalık kafilemizi oluşturuyor.
Birleşik Amerika madalya sıralamasında da tepede. Bugüne dek kazandıkları 929 altın, 729 gümüş ve 638 bronz madalya ile bu dalların tümünde tepedeler. Toplam 2 bin 296 madalya ediyor bu. Sovyetler Birliği dönemini de katarsak Ruslar onları tüm madalyalarda ve toplamda takip ediyorlar. Asya Kıtası’nda Çin 385 madalya ile tepede ve Japonlar 361 madalya ile onları takip ediyor. Afrika kıtasının 75 madalya ile lideri Kenya genelde 36. sırada bulunuyor ki Türkiye de onların hemen üstünde.

37’si altın olmak üzere 82 madalya kazandık bugüne kadar. Nitekim sadece altın madalyaları baz alırsak ilk 30 içerisine giriyoruz. Güreşte 28 altın, toplamda da 57 madalya kazandık. Genel klasmanda Birleşik Amerika ve Sovyetler Birliği’nin ardından 3. sıradayız. Halterde de 8’i altın olmak üzere 10 madalya. Zaten bu 2 dalın dışında tek altın madalyamız judoda. 2000 yılında Hüseyin Özkan 66 kiloda altına ulaşmıştı. Bu 3 dal dışında boks, tekvando ve atletizmde de madalyalarımız var.  Dünya üzerindeki 123 ülke henüz altın madalyayı göremediler ve bunların 80 tanesi hiç madalya kazanamadılar.

26 sporda mücadele verecek atletler Londra’da. Alt kategorileri de kattığınızda 39 müsabaka oluyor. Örneğin su sporlarında atlama (dalış), yüzme, senkronize yüzme ve sutopu alt dalları mevcut. Boksta ilk kez kadın kategorisi de programa dahil edildi. Beyzbol ve softbol komite tarafından tekliften çıkartıldı. Bu 2 sporun yerine squash ve karatenin dahil edilmesi gündemdeydi ancak son oylamada yeterli sayıya ulaşılamadı. Atletizmde toplam 47 dalda madalya verilecek.

UFAK TEFEK BİR ROMEN
Serinin bu yazısında ele alacağımız hikaye 1976 olimpiyatlarından. Oyunlardan 2 yıl önce dünya üzerinde hiç kimse Nadia Comaneci adını bilmiyordu. Zaten bu sempatik Romen ufaklık o zamanlar sadece 12 yaşındaydı. 6 yaşında tüm ülkedeki yetenekleri avlamak için görevlendirilen antrenör Bela Karolyi tarafından keşfedilmişti. Yaş haddi olmasaydı dünya onunla daha çok erken yaşta tanışacaktı. 1975’te Norveç’teki Avrupa Şampiyonası’nda ilk altın madalyalarını kazandı. 1 yıl sonra Montreal’de adeta tüm dünyayı önünde diz çöktürdü. Asimetrik barlarda aldığı 10 puan jimnastik dalında ilk kez bir kadın sporcunun tam puan ile ödüllendirilmiş olması demekti. Öyle ki skorbord 2 haneli olduğundan puanı tam olarak yansıtılamamış ve 1.0 olarak yazılmıştı.

O turnuvadaki jimnastik mücadeleleri bugün olimpiyat tarihinin efsane rekabetleri arasındadır. Olga Korbut ve Nellie Kim gibi 2 efsaneyle turnuvaya gelen Sovyetler Birliği yine turnuvanın favorisidir. 1972’de kadınlar 4 altın madalya kazanırken Doğu Almanya da 2 altın kazanmıştır. Almanlar 1976’da bu rekabetin biraz gerisinde kalır. Kim ve Korbut Sovyetler’i yine sürükler. Comaneci tek başına onlarla savaşır. Takım müsabakalarında Comaneci’nin Romen meslektaşları ona çok fazla destek veremezler ve Sovyetler altın madalyaya uzanır. Ama Comaneci bireysel dallarda üstünlüğünü net biçimde ispatlamıştır. 3 altın madalya kazanır. Asimetrik barda aldığı 10 puan, Korbut’un 9.90’ının hemen üstüne gelmiştir. Kendisinin o sırada boyu 1.53’tür ve 41 kilo gelmektedir. Turnuvaya meyve, peynir, süt ve proteinlerden oluşan ve 2 yıl süren bir diyetle gelmiş, bu sürede ekmek ve şekeri ağzına sürmemiştir. Bu müthiş rekabetin arkasında Romenlerin 10 yıllık bir yatırımının da payı vardır. Ülkede bulunan Gheorghia-Dej jimnastik merkezinde, o zamanlar, antrenmanlar sırasında mental hazırlığı da güçlendirmek için kiralanmış bir piyanist dahi bulunmaktadır.

Gelecek hafta, son notlar, program ve 90’ların dünya dışı “Rüya Takımı”.