‘Kurşunlu’ Türkcell Süper Ligi'nde, hararetli bir ‘Daniel Güiza’ tartışması kasıp kavurdu futbolseveri sezon boyunca, hatta kimi zaman

‘Kurşunlu’ Türkcell Süper Ligi'nde, hararetli bir ‘Daniel Güiza’ tartışması kasıp kavurdu futbolseveri sezon boyunca, hatta kimi zaman asıl konuşulması gerekenlerin önüne bile geçti. 2007-2008 sezonunu La Liga’da gol kralı unvanı ile bitirdikten sonra soluğu ülkemde almış golcüyü kimileri yerden yere vurdu, kimileri acilen takımdan gönderilmesi gerektiğini savundu. Onu izlerken, futbolun beşiğinde büyük umutlarla, büyük paralar karşılığında transfer edilmiş, ama iz bırakmamış forvetler geldi aklıma. Kimilerinin pek kısa sürdü Ada macerası, yıldızları bir türlü parlamadı bu diyarlarda, kimileri gittikleri takımlarda daha mutlu günler gördü, hatta kupalar kaldırdı. Bu yazı, bu diyarlarda beklentileri boşa çıkarmış, Ada futbolunun ‘Güiza’larına’...
10. Sergei Rebrov
3 Haziran 1974 doğumlu Ukranyalı forvet 1991-1992 sezonunda Shakhtar Donetsk, sonrasında 1992-2000 yıllarında Dinamo Kiev takımıyla adını duyurdu. 2000 yılının Haziran ayında, dönemin ses getiren transfer ücreti 11 milyon sterlin karşılığında kuzey Londra’nın Tottenham Hotspurs takımına transfer oldu. Takımın diğer forveti Steffen Iversen ile yıldızı bir türlü barışmayan Rebrov, 2004 sezonuna kadar kaldığı Londra takımında sadece 60 maçta forma giyebildi, 10 gol attı. Sonrasında Fenerbahçe’ye kiralansa da, bir süre sonra ‘Ada’ya, diğer bir Londra takımı West Ham United ile dönüş yaptı. Ancak burada da umduğunu bulamadı, 27 maçta sadece bir gol atarak Premier Lig hüsranını noktaladı.
9. Jason Lee
O sahaya çıkarken rakip takım taraftarları garip saç stiline atıfta bulunarak, "He's got a pineaple, on his head" (Kafasında ananas var!) diye tezahürat yapardı. 1989'da Charlton takımında profesyonel futbola adım attı. Güney Londra takımında iki sezonda sadece bir maçta forma giyen İngiliz futbolcu, 1991-1993 yıllarında Lincoln City takımında kariyerini devam ettirdi. Sonrasında, İngiliz futbolunun köklü takımlarından Nottingham Forest’a transfer olan Lee, üç sezonda 94 maçta forma giydi, sadece 14 gol attı. Futbol kariyerinde 15 değişik takımın formasını giyen 1971 doğumlu forvet, halen İngiltere’nin alt liglerinde futbol kariyerini sürdürüyor.
8. Tomas Brolin
90’lı yılların başında adını Parma takımıyla duyuran golcü, 1995'in Kasım ayında 4,5 milyon sterlin karşılığında Leeds United takımına transfer oldu. 1997'ye kadar sadece 25 maçta forma giyen forvet, bu maçlarda 4 gol kaydetti. FC Zurich ve Parma’da kiralık oynadıktan sonra 1998'de Ada’ya, Crystal Palace takımıyla dönüş yapsa da 13 maçta gol kaydetmeyi başaramadı.
7. Ade Akinbiyi
Takımın yıldızı  Emile Heskey’nin ayrılığından sonra dönemin teknik direktörü Graham Taylor tarafından 5 milyon sterlin karşılığında transfer edilen forvet, 2000-2002 yıllarında Leicester City takımında forma giydi. İki sezonda sadece 11 gol atan ve kaçırdığı fırsatlar nedeniyle sıklıkla alaycı tezahüratlara konu olan doğu Londra doğumlu İngiliz futbolcu, halen Notts County takımında forma giyiyor ve bu sezon golü yok.
6. Andriy Shevchenko
Chelsea macerası  öncesinde, 1999'dan 2006’ya kadar Milan takımında nefis gollere imza atmış, şampiyonluk kupasını kaldırmış Ukraynalı yıldız, 2006 sezonunun başında zenginler kulübü Chelsea’ya dönemin rekor transfer ücreti 75 milyon sterlin karşılığında transfer oldu. O büyük transfer sonrasında, onun Premier Lig'i sallayacağını duyurmuştu gazeteler. Ama hiç de beklendiği gibi olmadı. 2009 sezonuna kadar ancak 48 maçta forma şansı bulan golcü, Milan takımında yakaladığı formun çok uzağında kalarak sadece 9 gol atabildi.
5. Ali Dia
George Weah’ın kuzeni olduğunu iddia eden Senegalli forvet, 1996'da Graeme Souness tarafından Southampton takımına transfer edildi. Bu transferin ilginç yanı, Souness’in bu futbolcuyu daha önce hiç izlememiş olmasıydı. Sadece bir maçta Southampton forması giyen Dia’nın sözleşmesi kısa sürede feshedildi. Bir süre amatör kümede ‘Gateshead’ takımında oynayan Senegalli, İngiltere’nin en bilindik bulvar gazetesi ‘The Sun’ tarafından Premier Lig tarihinin en kötü futbolcusu seçildi.
4. Diego Forlan
2002'nin Ocak ayında, 7 milyon sterlin transfer bedeliyle ‘Independiente’ takımından Manchester United takımına transfer oldu. Takımda ilk golünü, ilk maçından tam 8 ay sonra (27 maç) kaydetti. Sahada yer aldığı 63 lig maçında ancak 10 gol kaydedebilen Uruguaylı, 2004'te Villarreal takımına transfer oldu. La Liga’da yıldızı parlayan golcü, geçtimiz günlerde Atletico Madrid’in Liverpool’u UEFA Kupası'ndan elediği maçta takımına finali getiren, sonrasında da Fulham karşısında takımına kupayı kazandıran golü kaydetti.
3. Bosko Balaban
2001'de 6 milyon sterlin karşılığında Dinamo Zagrep takımında Aston Villa’ya transfer olan Yugoslav golcü, 9 maçta forma giydi ve Premier Lig'de gol kaydedemeden ülkesine döndü.
2. Marc Boogers
1995'in Temmuz ayında, 1 milyon sterlin transfer bedeliyle Sparta Rotterdam takımından West Ham United’a transfer olan ‘Deli’ lakaplı Hollandalı, Premier Lig'de oyuna sonradan girdiği ikinci maçında kırmızı kart gördü. Maç sonunda ‘depresyon’ nedeniyle Hollandaya dönen forvet, o maçtan sonra bir daha İngiltere’ye dönmedi. Sonrasında İngiliz gazeteleri, onun Hollanda’da bir karavanda yaşamını sürdüğünü yazdılar.
1. Stephane Guivarc'h
1998'de Newcastle takımına geldiğinde, o yıl Dünya Kupası'nı kazanmış Fransız forvetin Premier Lig'in yıldızlarından olacağını düşünenler çoğunluktaydı. Oysa Ulusal Takım'ın kupaya uzanan serüveninde 5 maçta forma giymiş ancak gol atamamıştı. 3,5 milyon sterlin’lik transferden sonra Newcastle takımında sadece 4 maçta forma giyen futbolcu kısa süre sonra Glasgow Rangers takımına gönderildi. Burada da bekleneni veremedi, 14 maç sonrasında ülkesine döndü. Yakın geçmişte Newcastle United taraftarlarınca yapılan ankette, kulüp tarihinin en kötü forveti seçilmiştir.
•••
Geçen akşam Diego Forlan’ın UEFA Kupası'nı kaldırışını izlerken, geçmişte bu diyarlarda yıldızının bir türlü parlamayışı geldi aklıma. En çok eleştiri alan futbolcuların başında gelirdi. Bir süre sonra, artık bıçak kemiğe dayanmış olacak ki, La Liga’da yeni bir serüvene yelken açtı...
Kimbilir, belki gelecekte bir gün başka bir kupa finalinde Güiza’nın ellerinde havaya kalkacaktır kupa. Ve biz ‘La Liga’da gol krallığı yaşamış bir futbolcunun, niye bizim futbolumuzda parlamadığı sorusunu soracağız birbirimize. Olmaz olmaz demeyin, futbol da her şey mümkündür zira...