Almanya'da Bavyera ve Hessen'deki seçimler sağcıların ve aşırı sağcıların büyük zaferiyle sonuçlandı. İktidardaki sosyal demokratların ve Yeşiller’in büyük oranda güç kaybettiği seçimlerde, Sol Parti ise büyük hezimete uğradı.

Almanya sağa kaydı
Fotoğraf: DHA

Almanya’nın iki büyük ve önemli eyaletindeki seçimler haftalardır beklendiği gibi sağcıların ve aşırı sağcıların büyük zaferiyle sonuçlandı. Her iki eyalet meclisinde önümüzdeki beş yıllık yasama döneminde aşırı sağcıların çatı partisi AfD’nin (Almanya için Alternatif) ana muhalefet partisi statüsünü kazanması, Almanya’daki sağ kaymanın önümüzdeki dönemde daha da hızlanarak süreceğine işaret ediyor. Sosyal demokratların ve Yeşiller’in büyük oranda güç kaybettiği seçimlerde, uzun süredir çok partili sistemin bir parçası olarak ayakta kalmayı başaran demokratik sol çizgideki Sol Parti (Die Linke) ise büyük bir hezimete uğradı. Her iki eyaletteki seçimde de Sol Parti, beş yıl önceki seçimlerde aldığı oyların yarısını bile alamadı. Hessen’de yüzde 3,1’le 10 yıldır soldan muhalefeti gündemine taşımaya çalıştığı eyalet meclisinin dışında kaldı. Bayera’da ise zaten bir iddiası yoktu, ama bu seçimde oyların sadece yüzde 1,5’unu alarak, seçimle ilgili analizlere bile giremedi.

İÇ KAVGA SOLU BİTİRDİ

Sol Parti’nin yüzde 5’lik barajı aşması halinde eyalet milletvekili seçilme şansı olan Eyüp Yılmaz’a, son zamanlardaki bölünme tartışmalarının bu sonuçta ne derece etkiliği olduğunu ve genel olarak seçimi nasıl değerlendirdiğini sorduk: “Bölünme tartışmalarının etkisi elbette oldu, ama ana neden toplumdaki sağ eğilim. Son zamanlarda medyanın gündeme getirdiği tartışmalarda güvenlik ve mülteci sorunu konuşuldu. Bu da toplumun konut, enflasyon, fakirlik, emeklilik ve sağlık gibi çözüm bekleyen asıl sorunlarıyla ilgili tartışmaları gölgeledi. AfD’nin Hessen’de ikinci parti olması bize gösteriyor ki, toplumdaki ırkçı sağ eğilim korkutucu düzeye ulaşmış durumda. Şimdi esas bu eğilme karşı mücadele etmek lazım.” 2008 yılından beri her defasında yüzde 5’lik barajı aşarak Hessen Eyalet Meclisi’ne giren Sol Parti, böylece Almanya’nın batısındaki büyük eyaletlerin (Berlin ve Bremen gibi kent eyaletleri hariç) hepsinin dışında kalmış oldu. Bu durumun partinin eski liderlerinden Sahra Wagenknecht’in başını çektiği sol kanadın ayrı bir parti ya da en azından “seçmen girişimi” ve dernek olarak örgütlenip, bundan sonraki seçimlere kendi listeleriyle girme sürecini hızlandırması bekleniyor.

YENİ KOALİSYON OLABİLİR

İki eyaletteki seçim aritmetiği sandıktan güçlenerek (Hessen) ya da gücünü koruyarak (Bavyera) çıkan Hıristiyan demokratların ağırlıkta olduğu yeni koalisyon seçeneklerini ortaya koydu. Hessen’de CDU (Hıristiyan Demokrat Birlik) ve Bavyera’da CSU (Hıristiyan Sosyal Birlik) partileri yeni hükümeti kurmak için şu anki ortaklarına muhtaç değiller. Meclis aritmetiği Hessen’de SPD’yle, Bavyera’da ise Yeşiller’le ortaklık kurmalarına da izin veriyor. Tabii her iki eyalette oy patlaması yapan AfD’yle de koalisyon olanağı var teorik olarak. Ama hem Hessen Başbakanı Boris Rhein hem de Bavyera Başbakanı Markus Söder, böyle bir yola gitmeyeceklerini ve partilerinde kendileriyle farklı düşünenler de olsa AFD’ye karşı mücadele edeceklerini sık sık dile getirdi. Söder, zaten sağcı Hür Seçmenler Partisi’yle (FW) beş yıllık ortaklığı sürdüreceğini açıklamış durumda. Eyalet Başbakanlığı’nı geçtiğimiz yıl üstlenen Rhein ise konuyu açıkta bıraktı ve tüm “demokratik partiler”le koalisyon görüşmelerine gideceğini açıkladı. Ancak onun da Yeşiller’le bu eyalette 10 yıl önce başlatılan ortaklığı sürdürmesi büyük olasılık. Yine de bir sürpriz yaparak “yeni bir dönem” vurgusuyla, iyice güç kaybetmiş olan sosyal demokratları “küçük ortak” olarak alarak, yoluna devam edebilir. Sosyal demokratların daha kendi seçim bölgesinde bile doğrudan seçilemeyen (üstüne üstlük babası da uzun yıllar bu bölgenin sevilen bir belediye başkanı olarak görev yapmış) “eyalet başbakan adayı” Nancy Faeser’in de bir CDU-SPD ortaklığına olumlu baktığı biliniyor. Bu durumda iki yıldır Berlin’deki federal hükümette İçişleri Bakanı olarak görev yapan Faeser’in “eyalet başbakan yardımcısı” olarak memleketine geri dönüp, dönmeyeceğine dair henüz bir ipucu yok... Yeşiller ise CDU’yla 10 yıl önce başlattıkları ortaklığı sürdürmeye hazır. “Başbakan” adayı olarak seçime giren Tarek Al-Wazir, hem “başvezir” (Başbakan) Yardımcılığı, hem de Ekonomi, Ulaştırma, Enerji, İmar ve İskan “vezir”liği (Bakan) garanti.

Seçim sonuçları Almanya’da bir dönem artık sandığa etkisi olmayan “göçle ilgili tartışmalar”ın halen başarı getirdiğini gösterdi. Aylardır ana akım medyanın kampanya tarzı yayınlarla desteklediği “göç, göçmen ve sığınmacı karşıtı” yayınlar, Almanya’nın artık daha fazla “sığınmacı alamaz durumda” olduğuna dair yalanlar, en yetkili ağızlardan “sığınmacıların Alman sosyal yardım sistemini yağmaladığı”na dair asılsız iddialar etkili oldu. Hessen’de görece liberal Rhein bizzat bu yaygaralara katılmadı, ancak başta Genel Başkanı Merz olmak üzere partisinin önde gelen isimlerinin bu doğrultudaki çıkışlarına bir demokrata yakışan tepkiyi göstermedi. Partisinin federal düzeyde yürüttüğü muhalefet politikası ve yabancı düşmanı atmosfer işine yaradı. Meclise kıl payı girmeyi başaran FDP’li milletvekillerinden Yankı Pürsün de sorularımızı yanıtlarken bu noktaya işaret etti: “CDU secmenlere pek somut vaatlerde bulunmadan oyunu artırabildi. Yeşiller ya da SPD’den birini yanına alıp hükümet kuracak. Tabii AfD’nin oy artışı ile ikinci gelmesi düşündürücü.” Aynı şey Bavyera için de geçerli. Hıristiyan demokratların, federal düzeyde iktidardaki sosyal demokrat, yeşil ve liberal koalisyon hükümete karşı yabancı düşmanlığından da çekinmeden sürdürdüğü muhalefet, her iki eyalette sandık başarısını getirdi. Tabii kendi sağlarındaki partilerin yani FW ve daha önemlisi AfD’nin de oy patlaması yapmasını sağladı bu durum. Her iki eyaletteki seçimlere giren partilerin aday listelerinde büyük kısmı Türkiye kökenli olmak üzere çok sayıda göçmen ya da göçmen çocuğu olan adaylar da vardı... Bunların büyük kısmı kazanma şansı olmayan sıralardan aday gösterilmişti. Sonuçta beklendiği gibi oldu. Hessen’de Turgut Yüksel (SPD) ve Yankı Pürsün (FDP), Bavyera’da da Arif Taşdelen (SPD) ve Cemal Bozoğlu (Yeşiller) yeniden seçildiler. Yeşiller’in ve daha önemlisi yabancı düşmanı parti AfD’nin liste başı adayı olan göçmen kökenli politikacılar Tarek al-Wazir ve Robert Lambrau da seçildi.