Almanya’nın sosyal demokrat Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus füzelerinin verilmesi yolundaki baskılara direniyor.

Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un Ukrayna’ya asker gönderme önerisini de kesin bir dille reddetti.

Bu tavırlarını gerekçelendirirken de savaşın başka ülkeleri de fiilen içine alarak genişlemesine karşı olduğunu belirtiyor. Ancak bu tavrından dolayı hem Atlantik ittifakı içinde, hem de kendi ülkesinde büyük bir baskı altında. Önceleri Ukrayna’ya yardım etmemekle ya da yardımı geciktirmekle suçlanıyordu, artık bu saldırıların dozu daha da arttı.

Kimileri onu Ukrayna’nın son zamanlarda cephede yaşadığı başarısızlıklarının, toprak kayıplarının, hatta gelecekteki olası bir yenilginin sorumlusu olarak görüyor, gösteriyor.

Almanya’nın bu savaşta Ukrayna’ya askeri yardımı ve özelikle Leopard tanklarıyla ilgili artık çok geride kalan tartışmaları hatırlayanlar, Scholz’un Moskova’yı vurabilecek menzili olan Taurus füzeleri ve asker yardımı konusundaki direnişinin de uzun ömürlü olmayabileceğine işaret ediyorlar.

Hatırlanacağı gibi Scholz, savaşın ilk günlerinde Federal Almanya Cumhuriyeti’nin başka ülkelere askeri yardım ya da askeri malzeme satışıyla ilgili kırmızıçizgilerine riayet etme kararındaydı.

Ancak bu tavrı, başta koalisyon ortağı Yeşiller ve liberal parti FDP olmak üzere güçlü bir muhalefetle karşılaştı. Kendi partisinde de Ukrayna’ya ağır silah yardımından yana olanlar ağır basmaya başladı. Savaş ya da benzeri durumlarda, taraflardan birine Almanya’dan silah ve askeri malzeme verilmesini, satılmasını yasaklayan bu kırmızıçizgiler zaten Hıristiyan demokrat ana muhalefetin hiç umurunda bile değildi.

KİEV’E DEVASA DESTEK

Sonunda Scholz tavrını değiştirdi. Almanya kısa sürede ABD harici tüm ülkeleri geride bırakarak, Ukrayna’ya en fazla mali, insani ve askeri yardımda bulunan ikinci ülke oldu. II. Dünya Savaşı’ndan 80 yıl sonra Avrupa’nın doğusundaki bu savaşta yeniden Alman tankları, topları da devreye girdi.

Son istatistiklere göre Almanya’nın savaşın başından bu yana (15 Ocak 2024 itibarıyla) Ukrayna’ya yaptığı yardım toplam 22 milyar avroyu aştı. Bunun 18 milyarı silah ve askeri malzeme yardımlarını içeriyor. Onu 15,7 milyar avroluk yardımla (askeri yardım 9 milyar) Birleşik Krallık (UK) takip ediyor. Almanya’nın askeri yardımı ABD’nin yaptığı yardımın yüzde 40’ından fazla, kendisine en yakın Avrupa ülkesi UK’nin ise neredeyse iki katını buluyor.

Ancak böylesine devasa yardımlara rağmen Ukrayna’nın Rusya’yı geriletme ya da yenmesi mümkün görünmüyor. Yaşanan pat durumunun ya da başarısızlığın nedeni olarak bazen “cephanenin bitmiş olması” gösteriliyor, bazen de Ukrayna’nın asker sayısının yetersiz kalması. Bir de Almanya’nın tutumu.

Haberlere ve resmi açıklamalara bakılırsa başta Almanya olmak üzere Batı ülkelerinin silah fabrikaları Ukrayna’ya cephane yetiştirmek için tam kapasite üretim yapıyorlar. Silah yardımı da devam ediyor.

Ancak Ukrayna’nın tüm cephane ve silah talepleri anında karşılansa bile bunları kullanabilecek asker ihtiyacı devam ediyor. Savaşın başından itibaren askere alınması söz konusu olan 600 bin genç erkeğin Ukrayna’yı terk ettiği söyleniyor. Halkın ve özellikle silah altındaki askerlerin belirgin bir “savaş yorgunluğu” ve moral bozukluğu içinde olduğuna dair haberler, Ukrayna’ya ilişkin haberlerin satır aralarında daha çok yer almaya başladı.

Öte yandan asker sayısı yeterli olsa bile, bunların Batı’dan beklenen F-16 savaş uçakları ya da Taurus füzeleri gibi modern silahları kullanabilmeleri için eğitimden geçmeleri gerekiyor. Yani İngilizce ya da Almanca da bilmeleri... Ya da bir başka yol daha var. O da bu silahların, silah sistemlerinin kullanıcılarıyla birlikte verilmesi...

Bu arada Macron gibi Ukrayna’nın asker ihtiyacını karşılamak için cepheye NATO askeri birliklerini göndermek isteyenler de çıkıyor.

Her iki taraftan on binlerce insanın yaşamına mal olan, sakat bırakan, ülkenin önemli bir bölümünü harabeye çeviren bu savaşı acil bir ateşkesle durdurmak ve sorunların diplomasiyle çözülmesi çağrıları artık duyulmuyor.

KAZANAMAYACAĞI SAVAŞ

Ancak başta Almanya olmak üzere Batı ülkelerinin büyük bir kısmında kamuoyunun büyük bir kısmı Ukrayna’nın bu savaşı kazanabileceğine inanmıyor. Dolayısıyla Ukrayna’ya yönelik silah yardımlarına kuşkuyla bakılıyor. Örneğin Almanya’da yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre bu savaşın NATO ülkelerini de içine alarak daha da büyümesinden endişe edenlerin oranının yüzde 61 olduğunu (bir yıl önce yüzde 47) ve bu endişenin giderek arttığını ortaya çıkardı. Yine araştırmada ankete katılanların neredeyse yarısının Ukrayna’nın istediği Taurus füzelerinin verilmesine karşı olduğu görülüyor.

Ukrayna savaşının Alman ekonomisine toplam zararı 200 milyar avroyu buldu. Milyarlarca avroluk yardıma rağmen Ukrayna’dan başarı değil, sürekli daha fazla yardım, daha fazla silah talepleri geliyor.

Başbakan Scholz, şimdilik içeriden ve dışarıdan gelen baskılara direniyor.

Bakalım, halkın eğilimlerini de dikkate alarak savaşın daha da yayılmasına, nükleer silahların da devreye girdiği bir NATO-Rusya çatışmasına ya da üçüncü bir dünya savaşına dönüşmesine engel olarak tarihe geçebilecek mi?