2009-10 sezonundan itibaren Avrupa Ligi adıyla düzenlenen eski UEFA Kupası, isim değişikliğinden sonra İber Yarımadası’ndan çıkmadı. 2 kez Atletico Madrid 1 kez de Porto kupayı müzesine götüren takımlar oldular. Radamel Falcao bu kupanın son 2 organizasyonunda 2 farklı takımla gol atmayı başardı ve şampiyonluk madalyasını boynuna taktı. Aynı zamanda o 2 turnuvanın da gol kralı olmayı başardı. Avrupa Kupa Galipleri Kupası ile birleştikten sonra kıtanın 2 numaralı kupası haline gelen bu organizasyon 42. Kez düzenleniyor. Gerek katılan takım sayısının fazlalığı gerekse de güç dengesinin biraz daha düşük oluşu sebebiyle Şampiyonlar Ligi’ne oranla daha çeşitlilik görülen bir turnuva Avrupa Ligi. Şampiyonlar Ligi’nde bugüne dek 10 farklı ülkeden 22 takım şampiyon olurken, Avrupa Ligi’nde 12 farklı ülkeden 26 farklı şampiyon çıktı. Bu çeşitlilik son yıllarda daha da fazlalaştı. 1994-95 sezonunda Ajax Kupa 1’i kaldırdığından beri geçen 17 sezonda sadece Porto 1 kez mutlu sona ulaşabildi ve diğer kupalar Avrupa futbolunun 4 lokomotif ülkesi İngiltere, İspanya, Almanya ve İtalya takımlarınca paylaşıldı. Oysa aynı süre zarfında Avrupa Ligi’nde Türkiye, Hollanda, Rusya ve Ukrayna takımları kupayı kaldırma başarısı gösterdiler. Juventus, Inter ve Liverpool 3’er kez ile bu kupayı en fazla kazanan takımlar.
Bu 2 organizasyonun arasında ödül rakamları açısından da önemli bir fark var. Örneğin Şampiyonlar Ligi’nde grup maçlarından itibaren mücadele eden bir takım şampiyonluğa ulaşması halinde 40 milyon avro gibi bir ödül parasını kasasına koyarken, aynı başarıyı gösteren Avrupa Ligi şampiyonunun aldığı ödül 10 milyon avroyu ancak buluyor. Buna yayın gelirlerini de ilave ettiğinizde fark daha da büyüyor.

MADRİD HANEDANI
Son şampiyon kupada yine var. Hiç zorlanmadan 2. Turu görebilecekleri bir grup çektiler. Şampiyonluğa giden yolda kendilerine problem çıkaracak takımlar Liverpool, Inter, O. Lyon ve Tottenham gibi takımlar görünüyor. Ama bu kupanın 3 finalinin 3’ünde de orada olması beklenmeyen Fulham, Braga, Athletic Bilbao gibi takımlar vardı. Şampiyonlar Ligi grup maçlarında 3. olan takımların Kupa 2’de son 32 takımdan devam etme uygulaması bir çok takıma yaradı. 2000 yılından  bu yana kupa tam 6 kez Şampiyonlar Ligi’nden gelen takımlara gitti (Galatasaray, Feyenoord, CSKA Moskova, Shakhtar Donetsk, Atletico Madrid, Porto). Örneğin Real Madrid, Manchester City, Borussia Dortmund ve Ajax’ın grupta üçüncü sırayı alacak takım otomatik olarak bu turnuvanın favorileri arasına katılacaktır. Dikkat çekilmesi gereken takımlardan birisi de Guus Hiddink’in takımı Anzhi Makhackhala. 2 Hollanda temsilcisini arka arkaya eleyerek grup mücadelelerine kalan Rus futbolunun “Galacticos” modeli takımı, Son 10 yıl içinde CSKA Moskova, Zenit ve Shakhtar’ın yaptığını tekrarlamak isteyecektir.
Fenerbahçe’nin de içinde bulunduğu C grubu temsilcimiz için çok da iyi bir kura olmadı. Özellikle 3. torbadan gelen Almanların son 2 sezondaki yükselişte olan takımı Borussia Mönchengladbach ve 1. torbadan gelen Fransa Ligi’ne kulüp tarihinin en iyi başlangıcını yaparn O.Marseille çok kolay rakip olmayacaklar. Bunların yanına eklenen Kıbrıs temsilcisi AEL Limassol maçları da siyasi-psikolojik bir baskı oluşturacak zira Limasol kulübünün taraftarları o coğrafyanın en ateşli taraftar gruplarından birisi.
Final 15 Mayıs 2013’te Amsterdam’ın Arena Stadyumu’nda oynanacak. Her 2 kupada da tek bir temsilcimiz kaldığı ve UEFA Katsayı listesinde son 2 sezondur düzneli olarak gerilediğimiz düşünülürse Galatrasaray ve Fenerbahçe’nin her ikisinin de gruplarından çıkması acilen ihtiyaç duyduğumuz puanlara bizi götürecektir. Öyle ki, bundan 10 sezon önce Avrupa futbolunda neredeyse hiç söz sahibi olmayan Kıbrıs’ın ülke puanı bizim ensemize dayanmış durumda.

KÖRÜKÇÜBAŞI
Zamanında okul bahçesinde kavgaya çıkmış 2 öğrencinin etrafında kavgayı kızıştıran ve ortamı germekten başka hiçbir işe yaramayan tipler olurdu. Onların birkaçını bugünlerde televizyonlarda görüyoruz. Alex de Souza tartışmaları sırasında bu kaos fetişistleri insanları birbirine karşı doldurmak için fırsat kolladılar. Bir TV programına telefonla bağlanan şahıs stüdyoya sesini duyuramadığında programın diğer konukları ve sunucuları 2 tarafı birbirine karşı doldurmakla meşguldü. Hatta bir kavga çıkar da biz de nasipleniriz diye programa bağlanan konuklar ılımlı çıktığında sunucular önceki telefon bağlantılarında edilen hakaretleri hatırlatıp “bunlara bir şey demeyecek misiniz ama?” diyerek körükçübaşı oldular. Biz okul bahçesinde o ortam gerenlerden korkar aramıza almazdık, maalesef büyük versiyonları çoktan aramıza sızdılar.