İsviçreli teknik adam Lucien Favre, 14 Şubat 2011 tarihinde Borussia Mönchengladbach’ın başına geldiğinde

İsviçreli teknik adam Lucien Favre, 14 Şubat 2011 tarihinde Borussia Mönchengladbach’ın başına geldiğinde, takım Bundesliga’da geride kalan 22 maçta 16 puan toplamış ve dibe demirlemişti. St. Pauli ile beraber 2.lig yolcusu görünüyorlardı. Favre geldikten sonra bir süre istikrarsız sonuçlar aldılar ama son düzlükte gaza basıp, 5 maçta 4 galibiyetle finali yaptılar. Son 12 maçta 20 puan toplamışlardı. Bu performansı tüm sezona yaydığınızda 56 puanlık bir performansa denk geliyor ki bu, Batı Almanya takımının ligi 6. sırada bitirmesi demek olurdu. Bu performansa rağmen play-out oynadılar ve 2.ligden gelen Bochum’u 2 maç sonunda mağlup edip Bundesliga’da kaldılar. Geçtiğimiz hafta sonu da Bayern Münih’i Allianz Arena’da 1-0 mağlup edip, Bavyera Aslanı’na 10 yıl sonra ilk kez ligin açılış maçında yenilgi tattırdılar. Lige mağlubiyetle başlayan bir diğer başkent devi Paris’teydi. Kendi evlerinde Lorient’e 1-0 mağlup oldular. Onların kaynayan bir kazana dönüşmesi çok daha olası. O yüzden başlangıcımız Kırmızı Değirmen’in şehri.

KATAR SAİNT-GERMAİN
Sezon öncesinde Hamad Bin Jassem bin Jabr Al Thani’nin başında olduğu (bu isimle aksi imkansız) Katar Yatırım firması kulübün yüzde 70 hissesini satın aldığında olacaklar belliydi. Kulüpte 1996-97 sezonunda forma giymiş Brezilyalı Leonardo Sportif Direktörlüğe getirildi ve eline de 100 milyon avroluk bir kaynak sunuldu. Oyuncu satışlarından sadece 3.3 milyon kazanırlarken toplamda 91.5 milyon harcadılar. Üstelik transfer sezonunun bitişine daha 3 hafta var. Geçtiğimiz yıl Lorient formasıyla gol krallığı yarışını ikinci bitiren (22 gol) Kevin Gameiro, Sırp defans oyuncusu Milan Bisevac, Montella’nın gelişi ile Roma’da iyi günler geçirmeyen Jeremy Menez, St. Etiene’de çok iyi işler yapan Blaise Matuidi, Mohamed Sissoko ve son olarak 42 milyon ile Fransa tarihi transfer rekorunu kırdıkları Arjantinli Javier Pastore kadroya katıldı. Bir kulübü Arap ya da Sovyet kökenli patronlar satın aldıysa senaryo bellidir. O an ki teknik adam için geri sayım başlamıştır. Ranieri, Allardyce, Hughes... Antoine Kombouaré için de durum aynı. Yüksek ihtimalle işleri düzeltemezse (ki söz konusu Katarlı patronlar olunca çok şey istiyorlar) sezonun ikinci yarısını göremeyecek ve PSG şöhretli bir teknik adamla anlaşacak. 41 yıllık tarihinde Paris ekibi sadece 2 kez şampiyon olabildi ve sonuncusu 17 yıl önceydi. Geçen sezonun en çarpıcı ismine 15 milyon avro ödedikleri Lorient onları mağlup etmeyi başardı. Henüz ders alacakları çok şey var. İlk hafta sonunda zirveye yerleşen, yaptığı akılcı transfer hamlelerinden birisi, Hamburg’un delifişek oyuncusu Jonathan Pitroipa’yı almak olan Rennes’den başlayabilirler.

Bundesliga’da ise Bayern, Schalke 04 ve Leverkusen, lige mağlubiyetle başladılar. Bu 3 takım çok değil, 2 sezon önce ilk 4 sıranın 3’ünü işgal etmişlerdi. Schalke’de Rangnick’in çözmesi gereken bir dolu sorun var. Geçtiğimiz sezon kadrosunda bulundurduğu 22 yabancıyla bir Bundesliga rekoru kıran Gelsenkirchen ekibi önce takım olmak zorunda. Aynı zamanda bir öğretmen olan Rangnick, Schalke’de 2004-05 yılları arasında da çalışmış ve elde ettiği bir lig ikinciliği ile yetinmek zorunda kalmıştı. Bu sefer işi daha zor, zira geçtiğimiz yıl hüsran yaratan ve lige yine sondan başlayan bir takımı ayağa kaldırmak zorunda. Alman futbolunda Leverkusen’in istikrarı dışında son yıllarda çizgisini koruyan çok az takım var ve Borussia Dortmund cuma akşamı ligi açarken “Jürgen Klopp’un takımı” olduğunu bir kez daha kanıtladı. Barrios döndüğünde ve İlkay Gündoğan da Nuri Şahin’in yerini doldurmayı başardığında yine zirvenin en önemli gücü olacaklar. Sezon öncesinde yeni teknik direktör Stale Solbakken tarafından kaptanlığı elinden alınan Podolski’nin Köln’ü de 3 gol yiyerek başladı lige. Takım arkadaşlarının dahi performans düşüklüğünden çekinmesine yol açan bu karar, Köln’ün başını ağrıtacak gibi.

Bizim vatan Hollanda’ya da değinelim. Son 2 sezonun lokomotif ekipleri Ajax ve Twente kaldıkları yerden devam ettiler. Kariyerinde, futbolcuların kendi aralarındaki lobisi sebebiyle ipinin çekildiği Feyenoord’daki dönemini bir kenara bırakırsak sürekli başarılar bulunan ve ayrıca bireysel olarak da futbolcuların kendi performanslarının üzerine çıkmasını sağlayan teknik adam Gertjan Verbeek’in AZ’si PSV’ye 3 gol atarak sezona başladı. Gollerin sonuncusu geçtiğimiz sezon Bursa diyarlarında dolaşan Amerikalı Jozy Altidore’dan.

Başladığımız gibi kapatalım. PSG, Malaga, Manchester City, Vitesse... Arkalarındaki milyarderlerin para ile saadet aradığı kulüpler. Malaga’yı göreceğiz ama diğer 3’ü şu ana kadar bu sporun başka bir mesele ile ilgili olduğunu anladılar. Darısı diğerlerinin başına.