Ev sahibinde gencecik Semih’i oynatan Serdar Topraktepe’ye helal olsun. O olmasa, belki de bu harika çocuktan mahrum kalacaktık. Transfer oburluğuna düşen kulüplerimiz özkaynaklarını hatırlar umarım. Hepimiz bunun olmayacağını biliyoruz ya neyse… Trabzonspor’a gelince… Onlar zaten geriye düşünce kazanamıyorlardı.

Beşiktaş'ın tek umudu Semih
FOTOĞRAF: AA

Dolmabahçe’de üçüncülük sınavı… Bir tarafta Beşiktaş, diğer yanda Trabzonspor. Ülkenin en çok şampiyonluk görmüş üçüncü takımı, dördüncüsünü ağırlıyor. Puan tablosunda zirvenin ziyadesiyle gerisinde kalan iki ekibinin randevusundan çıkacak sonuç merak ediliyor.

Ev sahibinde Fernando Santos, savunma göbeğini Bahtiyar’la Necip’ten oluştururken, Amartey’yi orta sahaya atmış. Portekiz’e tarihinin en büyük başarılarını kazandıran kurt hoca, böylece Ghezzal’i 10 numara pozisyonunda kullanmayı hedefliyor. Gözler şüphesiz harika bir başlangıca imza atan genç Semih’te olacak. Aboubakar’sız Kartal, kolu kanadı kırılmışa benziyor. Onsuz bir B planı yokmuş gibi duruyor. Siyah-beyazlılar taraftarının önünde kazanıp üçüncülüğe tırmanmayı hedefliyor.

Deplasman ekibinde Abdullah Avcı serumla kulübede yerini almış. Onuachu Afrika Kupası’na gittiği günden beri sıkıntı yaşayan bordo-mavililerde birçok eksik dikkat çekiyor. İlk 11’den birçok oyuncunun olmadığı Karadeniz temsilcisinde Denswill ve Trezeguet mutluluğu yaşanıyor. Onların kadroya dönüşüyle birlikte deneyimli hocanın eli biraz güçlenmişe benziyor. Üst üste üç mağlubiyet alan Trabzonspor, bu seriyi İstanbul’da noktalamak istiyor. Trezeguet-Visca kanatları taraftarı heyecanlandıradursun, ilerideki Enis’in gelişimi heyecanla takip ediliyor.

Tempolu başlayan maçta ilk tehlikeli gelen deplasman ekibiydi. Kornerde Amartey uyanık olmasa, karşılaşmanın başında bordo-mavililer öne geçecekti. Trezeguet, Svensson’a karşı üstünlük sağlıyordu. Beşiktaş’ın o tarafa yardım götürmesi gerekiyordu.

İlerleyen dakikalarda kalite düşmüştü. Trabzonspor Bardhi’nin yerde kaldığı pozisyonda penaltı beklerken, 44’te ev sahibi öndeydi. Genç Semih ceza sahası dışında soluyla muhteşem vurmuştu. İlk golü yedikten sonra bu sezon hiç kazanamayan Trabzonspor, şeytanın bacağını kırabilecek miydi? Onlar kadar olmasın, Beşiktaş da zaten bir kez geriye dönebilmişti. Bu istatistik iki büyük takımımızın özeti gibiydi.

Golden sonra siyah-beyazlı tribünlerden Avcı’ya yapılan tezahürat, eski defterlerin kapanmadığını gösteredursun, soyunma odasına Kartal’ın üstünlüğüyle gidiliyordu.

İkinci yarıya daha iyi başlayan deplasman ekibiydi. Fakat son tercihler tabelayı değiştirmiyordu. 63’te fark ikiydi! Beşiktaş’ın geleceği Semih bu sefer bir driplingi müteakip ağları havalandırmıştı. Kim bilir Kartal zirvede olsa, bu çocuk ancak kupa maçlarında şans bulabilecekti. Oysa süper yetenek kumaşı olan bu çocuğun yüzüne bakmamak kulübün geleceğine de ihanetti.

75’te Visca Trezeguet’ye “al da at” demiş, Mısırlı oyuncu beş metreden çerçeveyi bulamamıştı. Normal sürenin sonunda karşı karşıya pozisyonda Trezeguet’ye hayır diyen Mert Günok kalesinde devleşmişti. Kalan dakikalarda başka gol olmuyor, Beşiktaş üçüncülüğe yükseliyordu.

Ev sahibinde gencecik Semih’i oynatan Serdar Topraktepe’ye helal olsun. O olmasa, belki de bu harika çocuktan mahrum kalacaktık. Transfer oburluğuna düşen kulüplerimiz özkaynaklarını hatırlar umarım. Hepimiz bunun olmayacağını biliyoruz ya neyse… Trabzonspor’a gelince… Onlar zaten geriye düşünce kazanamıyorlardı. Fakat buldukları bazı pozisyonları kaçırmak için hakikaten çabalamak gerekiyordu. Avcı’nın dizginleri eline tekrar almasında fayda var yoksa üç vakte kadar koltuğundan olacağa benziyor.