Bireysel performanslar sonucu belirledi

Galatasaray, iki ezeli rakibinin 3 puan kaybettiği haftada, kendi sahasında Gaziantep’i 2-0 mağlup ederek kendi sahasındaki galibiyet serisini 3’e çıkardı.

Neredeyse ilk yarısı çöpe atılmış ilk yarılardan birisi olacaktı Galatasaray adına. Gerçi hakkını verelim, sarı-kırmızılılar önceki maçlarla karşılaştırılınca ceza sahası içerisinde daha çok topla buluştular, daha çok pas yaptılar ve daha çok pozisyon yakaladılar. Tabii bu noktada Kerem Aktürkoğlu’na bir parantez açmak lazım. Bana göre Kerem Galatasaray için çok önemli bir oyuncu, hele hele takımın önde götürdüğü ve rakip takımın defansını öne çıkardığı anlarda, Henry Onyekuru’nun artık olmadığı bir takımın tek hızlı ve sarkan oyuncusu diyebiliriz. Ne Halil, ne Mostafa ne de Diagne bu derece hızlılar ve geriden başladıkları koşularda rakibi ekarte edebiliyorlar. Topla ceza sahası içinde çok fazla oynamak istemesi ve bazen basit yerine zoru yapmak istemesi onun çözmesi gereken zaafları. Artık çok genç değil ve bu eksikliklerini gidermek için son şansı olduğu yaşlarının içinde. Morutan’ın golünü de alkışlamak lazım. İlk yarıda istediklerini yapamadığı bir devrenin sonunda bu derece usta bir vuruş yapabilmesi onun özel bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Onun da önünde, 1-2 yıllık bir süre var. Maç içerisinde ne kadar kötü olsa da, bir usta vuruş için oyunda tutulan oyuncu da olabilir, devre boyunca ayağına topu her aldığında rakiplerin gerginliğini artıran bir oyuncu da. Bireysel performansları elbette Marcao’dan bahsetmeden tamamlayamayız. Brezilyalı, bu sezon birçok maçta olduğu gibi yine harika bir maç çıkardı. Onun varlığının, Nelsson’un performansını da yukarı çektiği bir gerçek.

Tabii Galatasaray’ın halen devam eden bireysel performans ve oyun planı sorunları var. Patrick van Aanholt’un hala vasata dahi ulaşmayan bir savunma ve hücum performansı gösterdiğini ve Cicaldau’nun ideal bir partnerinin halen bulunamadığını itiraf etmek lazım. Özellikle ikinci eksiklik Taylan’ın formsuzluğu ve Berkan’ın bu akşamki maça 70. dakikada dahi hala giremediği anlarda daha da ortaya çıkıyor. Buraya girecek etkili bir oyuncu, Galatasaray’ın bu sezonki birçok maçta topu kendi sahasında kabul ettiği anları azaltacaktır. Zaten teknik ekip ve camianın ocak ayındaki transfer dönemindeki ilk hedefi de bu olacaktır. Tabii şunu da kabul edelim, Terim’in halen sonuna kadar güveneceği bir golcüsü yok. Bu güvensizlik ortamının oluşmasında biraz kendisinin de rolü var, fakat henüz gol vuruşları konusunda sıkıntılı Halil, sürekli takımın arızası şeklinde ortada dolaşan ve performansı hakkında maç öncesi kimsenin tahmin yapamadığı Diagne ve gol atmak için gereğinden fazla bir baskı altında olan Mohamed ideal bir hücum hattı oluşturmuyorlar. Mohamed, oyuna girdikten 2 dakika sonra yaptığı ilk boş koşu sonrası topu önüne alamayınca isyan etti ve maçın sonuna kadar o moddan adeta çıkamadı. Ben onun çok yetenekli bir futbolcu olduğunu düşünüyorum, fakat bazen bazı oyuncular ile bazı takımlar yanlış zaman ve yanlış planlarda bir araya gelirler ve işler asla yolunda gitmez. Galatasaray’ın pas oyununa dayalı bu futbol felsefesi Mohamed için çok ideal bir sistem değil ve Mısırlı sanki kariyerinde yeni bir maceraya atılsa fena olmayacak gibi.