Galatasaray, Hatayspor karşısında ikinci yarının bir bölümü hariç üstün bir oyun ortaya koyarak 3-0 kazandı ve zirveye ortak oldu.

Cim-Bom zirveye ortak

Fatih Terim 2000 yılında, hala özlem duyulan ve sık sık ruhu çağırılan o harika takımı yaratırken önemli bir avantaja da sahipti. Orta sahanın hemen her mevkiisinde 2 yönlü oynayabilen Okan, Emre, Ümit ve Suat gibi 4 oyuncu kadrodaydı ve bu oyuncular onun elini bir hayli kolaylaştırıyordu. Emre Kılınç, Oğulcan ve Taylan ile yeni bir grup bulmuşa benziyor. Elbette bu üçlünün kalibresi daha düşük, Taylan henüz kanatlara deplase olan bir oyun planının parçası değil ve bu 3’lüye katılması beklenen Emre Akbaba kendisini hala bulamadı, bununla beraber Galatasaray’ın hemen her atağında, Taylan kesici, Oğulcan ve Emre Kılınç yaratıcı olarak çok iyi bir istasyon görevi görüyorlar ve top hangi bölgede ise o bölgede yarattıkları pas alternatifleri ile Terim’in planının uygulanmasında kritik rol sahibiler. Bu planı bir üst seviyeye taşıyacak 2 unsur var. Capone ve Hakan Ünsal gibi üst düzey performansa sahip 2 hücumcu bek ve Elmander gibi gezici bir forvet. İlk ikisi Saracchi ve Omar ile bir nebze kapatılabiliyor, ama Gomis gittiğinden beri takım üçüncü parçayı arıyor. Bu kadroda Gomis’in varlığı çok büyük fark yaratabilirdi, hatta Adem Büyük’ün varlığı dahi ilave bir değer katabilirdi, ancak futbol “keşkeler”e yerin olmadığı bir oyun.

Oğulcan’ın golünden sonra olan biteni anlatmak ise zor. Galatasaray, bir başka iç saha maçında daha farkı 2’ye çıkarmışken topu bir anda rakibe teslim etti ve maçın son yarım saatinde bir klişeyi yaşattı insanlara. Bu gibi durumlarda, Fatih Terim, özellikle top rakipteyken hiçbir işlevi olmayan hedef santraforunu (bu Falcao ya da Diagne oluyor, farketmez) kenara alıp santraforsuz bir diziliş deneyebilir, fakat bu role uygun Babel kadroda olmadığında bunu neredeyse hiçbir zaman denemiyor. Galatasaray’ın dönüp dolaşıp Onyekuru’ya gitmesi bundan elbette, bu tür maçlarda sol içte başlayan Onyekuru’yu rahatlıkla uç adam haline getirebiliyor ve top rakipte iken 1 kişi eksik oynama dezavantajından kurtulabiliyor. O sırada Gökhan Karadeniz imdada yetişti ve sarı-kırmızılıların maçın sonunu daha rahat getirmesine yardım etti bir anlamda.

Ndiaye’nin gidişinden sonra Galatasaray’ın arayışa girdiği 6 numara pozisyonunda Taylan kendini vazgeçilmez hale getirmiş görünüyor. Yani elinizde iyi bir oyuncu varsa, bunun yerli ve yabancı olması pek bir anlam ifade etmiyor. Takımlarımızın nerede ise tümünün yabancı seçeneğini kullandığı bir orta saha pozisyonunda Taylan’ın kendini bu derece kanıtlaması, yabancı sınırı ile ilgili dönen anlamsız tartışmalara da bir tokat niteliğinde.