Uruguay “bağıra bağıra” şampiyon oldu desek abartmış olmayız.

Uruguay “bağıra bağıra” şampiyon oldu desek abartmış olmayız. Geçtiğimiz hafta bu gelişe, yine bu köşeden dikkat çekmiştik.Barcelona’nın Avrupa’daki, herkesin saygı duyduğu üstünlüğünü son 2 yıldır Güney Amerika’da kabul ettirdiler ve net bir final performansı ile kupayı evlerine götürdüler. Turnuva boyunca tamamen doğru hamleleri yapan Oscar Tabarez’e (20 farklı oyuncu kullandı) övgüleri yollayıp kupanın en iyi 11’ine bir göz atalım.

1-Justo Villar:  Muslera çeyrek finaldeki Arjantin maçında yarattığı harikalarla ülkedeki herkesi kendisine hayran bıraktı ama, 34 yaşındaki Paraguaylı Justo Villar’ın yaptığı iş bize göre çok daha çarpıcıydı.Onun Paraguay için önemi, Muslera’nın Uruguay için öneminden daha fazlaydı. Turnuva sonunda en iyi kaleci seçilmesi bir yana Paraguay’ın hiçbir maçı kazanmadan finale gelmesini şanslarına değil Villar’a bağlamak lazım.

2-Alvaro Pereira: Porto bu sezon Avrupa’nın tozunu atarken, Villas-Boas’ın sol tarafını o kontrol ediyordu. Bu formunu olduğu gibi Copa America’ya taşıdı, daha ofansif bir rolle. Takımının gruptan çıkmasında attığı 2 golle önemli bir paya sahip. Bu goller toplam 4 puan değerindeydi. 2011’in en istikrarlı adamlarından. Liverpool’ın onun için sırada olduğu söyleniyor.

3-Oswaldo Vizcarrondo: Turnuvayı izleyen herkes için, en sürpriz çıkış ona aitti. Kariyeri boyunca kıta dışına çıkmamış olan, Venezuela Ligi’nde top koşturan Vizcarrondo’nun, turnuvanın en eğlenceli takımının, ülke tarihinin en iyi derecesini almasındaki payı büyüktü. Özellikle Brezilya ile oynanan açılış maçındaki performansı müthişti. Çeyrek final maçında Kolombiya’ya karşı da bir golü var. Yaşı 27, şöhreti geç yakalayanlardan.

4-Diego Lugano: Bir Galatasaraylı olarak hep söylerim. Ezeli rakibimden takımımda görmek istediğim tek oyuncudur Uruguay kaptanı. Yıllardır İtalya Ligi’ne transfer olmaması hala düşündürücüdür. 30 yaşında kupayı kaldırdı ve tarihe geçti. Kupanın gol krallığı yarışında olmaması benim için sürprizdir. Bildiğimiz Lugano işte.

5-Dario Veron: Turnuva boyunca sağ bekte Ivan Piris ile değişmeli oynadılar. Bu yüzden onun ismini de anmak lazım. Sürekli rotasyon içinde bulunan Paraguay defansının, 32 yaşındaki tecrübeli ismi 8 yıldır Meksika Ligi’nde Pumas forması giyiyor. Kariyeri için çok iyi bir kapanış olabilirdi. “Hechicero” (sihirbaz) lakaplı oyuncu 2014’te muhtemelen sahada olmayacak.

6-Diego Perez: Final maçını izleyen bir ismin onun 31 yaşında olduğuna inanması çok zor. Öyle bir adam ki 2011 Uruguayına olduğu kadar 2004 Yunanistanına da çok iyi uyum sağlardı.Kemalettin Şentürk bir zamanlar Perez gibi oynar, rakip oyuncular onun tarafından hırpalanmadan orta sahayı geçemezdi. İtalya’da Bologna forması giyiyor.

7-Juan Arango:  2005-08 yılları arasında Mallorca formasıyla sadece 1 maç kaçırmış bir adamdan bahsediyoruz. Topu seven, eskiden kalmış orta saha oyuncularından. Yaşı 31’ken hala takımının yıldızı olmayı başarmasından anlayabiliriz. Venezuela’da Vizcarrondo durdururken Arango da yaratıyordu. Monchengladbach’da üçüncü sezonunu geçirecek.

8-William Chiroque: Onunda yaşı 31. Grup maçlarında çok da iyi olmayan Peru takımının ilk onbirine girdikten sonra takım turnuvanın üçüncülüğüne yol aldı. Kariyeri boyunca ülkesinde oynayanlardan. Sol kanattaki performansını, üçüncülük maçında Venezuela’ya attığı golle de perçinledi.

9-Jose Guerrero: Turnuvanın gol kralı. Hamburg onu bu sezon uçak korkusu sebebiyle gittiği Lima’dan geri getirememiş peşinden bir psikolog göndermişti. Bundesliga’dan arkadaşları Pizarro ve Farfan ortada yokken tüm yük onun omuzlarındaydı ve bu yükün altından başarıyla kalktı. Hamburg ondan uzun süredir böyle bir formu bekliyor.

10-Diego Forlan: Çok iyi miydi, hayır. Finalin adamıydı yine de. Dededi teknik adam, babası futbolcuyken kaldırmıştı kupayı.Üçüncü kuşak da boş geçmedi. Uruguay tarihinin en golcü ismi yarışında zirveyi yakaladı. Hep söylüyoruz, futbol tarihinin nesli tükenen “süperstarlarından”. O oynadıkça izlemek gerekiyor.

11-Luis Suarez: “O kadar golü Hollanda’da ben de atarım” yorumcularının suratına atılan güzel tokatın sahibi. Ajax’da başladığı mesaiye Liverpool’da devam edip, Güney Amerika’nın en büyüğünün en iyi oyuncusu olunca, Kenny Dalglish gibi bir adama “rüya gibi bir forvet ikilim var” dedirtiyorsunuz. Kop tribünü bu sezon şampiyonluk şarkıları söyler mi?

Hoca – Oscar Tabarez: Girişte adını andık. Ankara SSK İşhanı’ndaki devlet memurunun mesai bitişini beklemesi gibi izliyor maçları kenardan. Ama o kafanın içindekilerin dışavurumu İspanya ve Almanya ile birlikte dünya futbolunun an itibarı ile en istikrarlı takımını oluşturdu.