Dağistan'ın 'Han'ları
Bu kadar gürültünün koptuğu bir sürecin sadece 42 gün önce başladığına inanmak zor. İnsana bütün bu olaylar aylar önce olmuş ve uzun süreni...
Bu kadar gürültünün koptuğu bir sürecin sadece 42 gün önce başladığına inanmak zor. İnsana bütün bu olaylar aylar önce olmuş ve uzun süren bir soruşturma sürecinin sonunda beklenen karar açıklanmış gibi geliyor ama iş öyle değil. O kadar fazla doğru ya da yanlış haber bombardımanına tabi tutulduk ki insanların olayları yorumlama kabiliyeti ortadan kaybolmuştu. Ülkenin şu anda içinde bulunduğu kaos ortamının da sebebi bu. Öyle ki kimsenin neyin doğru olduğunun bilincinde olmadığı bir noktaya gelmiş durumdayız. Biz bu ortamda kavrulurken, uzaklarda, Dağıstan bölgesinde bir takım sadece Rus futboluna değil tüm Avrupa futboluna damga vurmaya başladı.
Sovyetler Birliği takımları, Demir Perde yıkılmadan önce Avrupa Kupalarında 3 kez kupa kaldırmışlardı. Dinamo Kiev’in, 1975 ve 1986’da efsane teknik adam Valeriy Lobanovskiy ile, Dinamo Tiflis’in ise 1981’de Nodar Akhalkatsi ile kazandığı Avrupa Kupa Galipleri Kupaları. Uluslararası arenada Rus bayrağıyla mücadele etmeye başladıkları andan beri sadece 20 yıl geçmesine rağmen 2 Rus takımı UEFA Kupası’nı kaldırdı ve bir de Ukrayna takımı mutlu sona ulaştı. Avrupa’nın doğusundaki uçsuz bucaksız ülke, kıtanın en büyük 6. ligi olma yolunda ilerliyor ki eğer ödenen bonservis bedelleri kıstas olarak alınırsa rahatlıkla ilk 3’ü zorlayacak durumdalar. Tabii ki bu, derme çatma bir temele oturtulmuş ve istikrardan uzak takımlar yarattı ama kurulduktan sonraki 10 senenin 9’unda aynı takımın şampiyon olduğu bir lig için önemli bir itici güç oldu. Spartak Moskova 2001’de son şampiyonluğunu kazandı ve sonrasındaki 10 yılda 4 farklı takım ipi göğüsledi. Özellikle bunlardan Rubin Kazan ve Zenit Petersburg şampiyonluğu Moskova tekelinden kurtardılar. Bu sezonun başında Çeçen lider Ramzan Kadyrov, Rusya’nın en karmaşık bölgelerinden birini futbol arenasına sokmak istedi ama teknik direktörlük tarafında denediği Ruud Gullit kumarı tutmadı. Takımı Terek Grozny şu an ligde 10. sırada.
ANZİ MAKHACHKALA
Çeçenistan’ın doğusunda, Dağıstan’ın Hazar Denizi kıyısındaki Makhachkala kenti ise 620 bin nüfusu ile futbol adına çok büyük bir parıltının görüldüğü kentlerden birisi değildi. Ta ki bu yılın ocak ayına kadar. Takım sadece 20 yıl önce kurulmuştu ve 2000-02 dönemi dışında Rus Premier Ligi’nde mücadele etmemişti bile (2000 sezonunda ligi dördünü bitirerek kulüp tarihinin en iyi derecesini elde etmişlerdi). Doğalgaz ve altın sektöründe birçok firmanın alım satımından, yüklü paralar kazanmış Rus iş adamı Suleyman Kerimov, ocak ayında kulübü satın aldı. Aslında kapalı kapılar ardında başka hesaplar vardı, zira Dağıstan federe devletinin başkanı Magomedsalam Magomedov, Kerimov’dan finansal destek sözü karşılığında kulübün tüm hisselerini kendisine vermişti. Daha kulübün kapısından içeri adım atar atmaz gelecekle ilgili sinyaller vermişti Kerimov. 50 bin kişilik bir stadyum planı, 200 milyon dolarlık bir yatırım ve 50 milyon dolardan fazla transfer bütçesi. Bu bütçenin meyveleri anında döküldü. Sırasıyla Roberto Carlos, Jucilei da Silva, Diego Tardelli, Mbark Boussoufa, Balázs Dzsudzsák ve son olarak da Yuri Zhirkov kadroya katıldı. Kerimov bu oyuncuların sadece son üçünün bonservis bedelleri için tam 40 milyon avro ödedi. Bundan 2 sezon önce 2. ligde oynayan bir takım için muazzam bir rakam. Çılgınlığı bir adım öteye taşıdılar geçtiğimiz günlerde ve Samuel Eto’o’ya 4 yıllık toplam 20 milyon avroluk bir teklif yaptılar. Üstelik Inter’e de 35 milyon ödeyecekler.
Yukarıda bahsettiğimiz, Rus Ligi’nin son yıllardaki değişken yapısına bütün bu transferler eklenince Anzhi Rus Ligi’nin üst sıralarını zorlayan bir hale geldi. Şu anda liderin 9 puan gerisinde 6. sıradalar.
Rusya’da bu sezon uzun bir maraton olacak zira Avrupa’nın büyük ligleri ile rekabet eder duruma gelmek için uzun süredir başlarını ağrıtan bir uygulamayı değiştiriyorlar ve normal 2 yıla yayılmış formata geçiyorlar. Lig 2012 ilkbahar aylarına kadar sürecek. 16 takımlı ligde oynanan 30 hafta sonunda ilk ve son 8 takım 2 gruba ayrılarak birbirleriyle tekrar çift devre usulü karşılaşacaklar, böylece son fotoğraf çekilmiş olacak. Bitime daha 24 hafta var. CSKA Moskova, Young Boys Bern’in Avrupa’da sesini duyurmasında büyük pay sahibi olan Fildişi’li Seydou Doumbia’nın gol krallığıyla ve takımdan ayrılma arayışlarını sonlandırıp sahaya konsantre olan Keisuke Honda’nın saha içi organizatörlüğüyle zirvede. Ancak son şampiyon Zenit farkı kapatarak 2’ye indirdi. Kuranyi, Voronin ve Misimovic gibi Bundesliga’da top koşturmuş oyunculara sırtını dayayan Dinamo Moskova ise onları takip ediyor.
Sovyetler Birliği takımları, Demir Perde yıkılmadan önce Avrupa Kupalarında 3 kez kupa kaldırmışlardı. Dinamo Kiev’in, 1975 ve 1986’da efsane teknik adam Valeriy Lobanovskiy ile, Dinamo Tiflis’in ise 1981’de Nodar Akhalkatsi ile kazandığı Avrupa Kupa Galipleri Kupaları. Uluslararası arenada Rus bayrağıyla mücadele etmeye başladıkları andan beri sadece 20 yıl geçmesine rağmen 2 Rus takımı UEFA Kupası’nı kaldırdı ve bir de Ukrayna takımı mutlu sona ulaştı. Avrupa’nın doğusundaki uçsuz bucaksız ülke, kıtanın en büyük 6. ligi olma yolunda ilerliyor ki eğer ödenen bonservis bedelleri kıstas olarak alınırsa rahatlıkla ilk 3’ü zorlayacak durumdalar. Tabii ki bu, derme çatma bir temele oturtulmuş ve istikrardan uzak takımlar yarattı ama kurulduktan sonraki 10 senenin 9’unda aynı takımın şampiyon olduğu bir lig için önemli bir itici güç oldu. Spartak Moskova 2001’de son şampiyonluğunu kazandı ve sonrasındaki 10 yılda 4 farklı takım ipi göğüsledi. Özellikle bunlardan Rubin Kazan ve Zenit Petersburg şampiyonluğu Moskova tekelinden kurtardılar. Bu sezonun başında Çeçen lider Ramzan Kadyrov, Rusya’nın en karmaşık bölgelerinden birini futbol arenasına sokmak istedi ama teknik direktörlük tarafında denediği Ruud Gullit kumarı tutmadı. Takımı Terek Grozny şu an ligde 10. sırada.
ANZİ MAKHACHKALA
Çeçenistan’ın doğusunda, Dağıstan’ın Hazar Denizi kıyısındaki Makhachkala kenti ise 620 bin nüfusu ile futbol adına çok büyük bir parıltının görüldüğü kentlerden birisi değildi. Ta ki bu yılın ocak ayına kadar. Takım sadece 20 yıl önce kurulmuştu ve 2000-02 dönemi dışında Rus Premier Ligi’nde mücadele etmemişti bile (2000 sezonunda ligi dördünü bitirerek kulüp tarihinin en iyi derecesini elde etmişlerdi). Doğalgaz ve altın sektöründe birçok firmanın alım satımından, yüklü paralar kazanmış Rus iş adamı Suleyman Kerimov, ocak ayında kulübü satın aldı. Aslında kapalı kapılar ardında başka hesaplar vardı, zira Dağıstan federe devletinin başkanı Magomedsalam Magomedov, Kerimov’dan finansal destek sözü karşılığında kulübün tüm hisselerini kendisine vermişti. Daha kulübün kapısından içeri adım atar atmaz gelecekle ilgili sinyaller vermişti Kerimov. 50 bin kişilik bir stadyum planı, 200 milyon dolarlık bir yatırım ve 50 milyon dolardan fazla transfer bütçesi. Bu bütçenin meyveleri anında döküldü. Sırasıyla Roberto Carlos, Jucilei da Silva, Diego Tardelli, Mbark Boussoufa, Balázs Dzsudzsák ve son olarak da Yuri Zhirkov kadroya katıldı. Kerimov bu oyuncuların sadece son üçünün bonservis bedelleri için tam 40 milyon avro ödedi. Bundan 2 sezon önce 2. ligde oynayan bir takım için muazzam bir rakam. Çılgınlığı bir adım öteye taşıdılar geçtiğimiz günlerde ve Samuel Eto’o’ya 4 yıllık toplam 20 milyon avroluk bir teklif yaptılar. Üstelik Inter’e de 35 milyon ödeyecekler.
Yukarıda bahsettiğimiz, Rus Ligi’nin son yıllardaki değişken yapısına bütün bu transferler eklenince Anzhi Rus Ligi’nin üst sıralarını zorlayan bir hale geldi. Şu anda liderin 9 puan gerisinde 6. sıradalar.
Rusya’da bu sezon uzun bir maraton olacak zira Avrupa’nın büyük ligleri ile rekabet eder duruma gelmek için uzun süredir başlarını ağrıtan bir uygulamayı değiştiriyorlar ve normal 2 yıla yayılmış formata geçiyorlar. Lig 2012 ilkbahar aylarına kadar sürecek. 16 takımlı ligde oynanan 30 hafta sonunda ilk ve son 8 takım 2 gruba ayrılarak birbirleriyle tekrar çift devre usulü karşılaşacaklar, böylece son fotoğraf çekilmiş olacak. Bitime daha 24 hafta var. CSKA Moskova, Young Boys Bern’in Avrupa’da sesini duyurmasında büyük pay sahibi olan Fildişi’li Seydou Doumbia’nın gol krallığıyla ve takımdan ayrılma arayışlarını sonlandırıp sahaya konsantre olan Keisuke Honda’nın saha içi organizatörlüğüyle zirvede. Ancak son şampiyon Zenit farkı kapatarak 2’ye indirdi. Kuranyi, Voronin ve Misimovic gibi Bundesliga’da top koşturmuş oyunculara sırtını dayayan Dinamo Moskova ise onları takip ediyor.