Almanya’nın başkentinde bir futbol maçı. Derken gelen son düdük ve sahaya dolan onlarca taraftar… Tarihinde ilk defa Bundesliga’ya yükselen Union Berlin’in hikâyesi aslında bazılarımızın düşünü de anlatıyor. Aslında her şey 1906’da Olympia Oberschöneweide’nin kurulmasıyla başlamıştı. Defalarca adı değişecek kulüp 60 yıl sonra bugunkü adını almıştı: Union Berlin. Üyelerinin çoğunu Birinci Dünya Savaşı’nda kaybeden minikler, 1920’de […]

Demir birlik

Almanya’nın başkentinde bir futbol maçı. Derken gelen son düdük ve sahaya dolan onlarca taraftar… Tarihinde ilk defa Bundesliga’ya yükselen Union Berlin’in hikâyesi aslında bazılarımızın düşünü de anlatıyor.

Aslında her şey 1906’da Olympia Oberschöneweide’nin kurulmasıyla başlamıştı. Defalarca adı değişecek kulüp 60 yıl sonra bugunkü adını almıştı: Union Berlin.

Üyelerinin çoğunu Birinci Dünya Savaşı’nda kaybeden minikler, 1920’de stadyumları Alte Fösterei’a kavuşuyordu. 1923’te hadlerini aşıyorlar, Almanya şampiyonluğu için Hamburg’la kapışıyorlardı. Kolay lokmaydılar, farklı kaybetmişlerdi.

1920’lerde şehrin güçlü camiaları Hertha ve Tennis Borussia Berlin ile çekişen kulübün taraftarları sergilenen mücadeleden pek memnundu. O günlerde kullanılmaya başlayan “demir birlik” ifadesi, yıllar sonra kulübün marşı olacak, Punk’ın ninesi Nina Hagen tarafından söylenecekti…

İkinci Dünya Savaşı’nı müteakip topraklarda iklim değişiyordu. Takımın bir bölümü Batı’ya göçüp yeni bir takım kurarken, Doğu’da kalanlar yollarına devam ediyordu. Duvar şehri bıçak gibi ortadan ikiye kesip ayırıyordu. Yuvaları Alte Fösterei da doğu tarafında kalmıştı.

1966’da bugünkü adlarını alan ekip, Stasi (Doğu Almanya Devlet Güvenliği Bakanlığı) tarafından desteklenen Dynamo Berlin ile kıyasıya rekabete girişiyordu. Onlar şampiyonluklara ambargo koyarken, minikler avuçlarını yalıyordu.

Sadece 1968’de Doğu Almanya Kupası’nı kaldıran Union’un şansı orada da dönmemişti zira federasyon Prag Baharı’nı müteakip bütün takımlarını Avrupa’dan çekmişti. Kupa Galipleri’ne böylece gidememişlerdi…

Rejimin gözünde hep batıydılar, maçlara gelen taraftarları sürekli fişlenmişti. Frikiklerde yaptıkları tezahürat adeta direnmenin estetiğiydi. Yıllarca aynı şeyi haykırmışlardı… Almanca’da baraj ile duvarın aynı kelime olduğunu biliyor muydunuz?

Tevatüre göre Duvar’ın yıkılmasından sonra Doğu Batı’ya koşarken, Batı’dan bir grup taraftar Doğu’ya geçmişti.

2001’de Almanya Kupası’nın finalinde Schalke’ye boyun eğen kırmızı-beyazlılar, Avrupa’nın yolunu tutuyordu. Sonrasında alt liglerin yolunu tutan kült camia, iflasın eşiğine gelmişken düzenlenen kan bağışı kampyanasıyla nefes alıyordu.

Dökülen yaşlı stadyumlarını elden geçirmeleri gerekiyordu. Fakat zar zor ayakta duran bir kulübün gücü buna yetmiyordu. İşte bu sırada taraftarlar devreye giriyordu. Bir inisiyatif oluşturuluyor, inşaat malzemeleri alınıyordu. Uzun süren bir hukuki mücadelenin sonunda izin çıkınca, beklenmeyen olmuştu. O renklere gönün verenler haftasonlarını, tatillerini burada geçirmeye başlıyor; 140 bin saatlik iş gücü sponsorlarla birleşince bir rüya gerçek oluyordu. Başarmışlardı; yine birlik olmuşlardı.

2003’ten bu yana şarkılar, ilahiler söyleyerek Noel’i karşılayan kırmızı-beyazlılar, yıllardır yılın o zamanı manşetleri süslüyor. Başta sadece 89 kişinin geldiği etkinlik, artık otuz bine yakın insanı ağırlıyor.

Bu takım 2015’te kanser olan oyuncusu Benjamin Köhler’in sözleşmesini uzattığında da bu köşeye konuk olmuştu. O gün sahada yaşananlar rüya gibiydi…

Dakikalar 7’yi gösterirken oyun duruyor; sahadaki tüm futbolcular formalarını çıkardıklarında, 7 numaralı tişörtler yan yana geliyordu. Rakip futbolcular alkışlarla destek veriyordu. O an kameralar kucağında çocuğuyla maçı izleyen o 7 numaralı formanın sahibini gösterdiğinde herkes ağlıyordu…

Tarih boyunca akıntıya kürek çeken taraftarının sevgisiyle büyüyen Union Berlin, ezber bozduran hikâyesiyle saygıyı hak ediyor. Bundesliga’ya renk katmasına kesin gözüyle bakılan kült camianın saha dışında atacağı “goller” ziyadesiyle merak ediliyor. Belki kalıcı olamayacaklar ama kuvvetle muhtemel farkındalıkları katlayacaklar.

Onlar hep birler, hep beraberler!