Almanya’nın Hessen eyaletinde, ırkçılıkla mücadelesini sürdüren eyaletin başbakan adayı ve Federal İçişleri Bakanı Faeser’e destek için azınlıklar bir araya geldi.

Demokrasiyi savunma atılımı
Fotoğraf: BirGün

Almanya’nın en önemli eyaletlerinden Hessen’de seçmenler 10 gün sonra yeni eyalet meclisini seçmek üzere sandık başına gidilecek.

Diğer konuların yanı sıra Hessen’in ekonomik ve siyasal ağırlığından dolayı seçim kampanyalarındaki tartışmalar ve gelişmeler tüm Almanya’nın gündeminde.

En çok tartışılan, konu sağ eğilimli ana akım medyanın yoğun desteğiyle “göç ve göçmenler”, dolayısıyla azınlıklar.

Merkez sağ partilerin de katkılarıyla göçmenler, sığınmacılar ve çeşitli kökenlerden azınlıkların hedef tahtasında olduğu korkunç zehirli bir havayı soluyor Almanya bugünlerde.

Frankfurt ve çevresinde yaşayan ve kökenleri ya da tercihleri itibarıyla “azınlık” konumunda olan çok sayıda aktivistin “Tavrımızı Gösterelim!” başlığıyla başlattıkları siyasal atılım, bu zehirli atmosferde toplumun ihtiyacı olan “panzehir” oldu. Tabii buradaki “azınlık” vurgusu sosyolojik bir kategori olarak görülmeli. Yoksa aşağıda isimlerini de sıralayacağımız bu aktivistlerin çoğu Avrupa’nın en önemli metropollerinden Frankfurt’un elit kesimini oluşturuyor.

Söz konusu atılımın tabii ki bir de bildirisi var.

“Tavrımızı Gösterelim!” başlığının hemen altında da kendilerini tanıtıyorlar:

“Nancy Faeser için bizler!”

Bu çağrıyla 8 Ekim’deki seçime sosyal demokratların “Eyalet Başbakan Adayı” olarak giren Nancy Faeser’e destek çıkıyorlar.

Bu girişimin sözcülüğünü de sağ teröristlerin saldırıları sonucu yaşamını yitiren birçok kişinin ailesini mahkemelerde devlete karşı temsil eden, her platformda onların haklarını arayan, bu arada kendisi ve çocuğu sağ terör örgütlerine hedef olan Frankfurt Barosu avukatlarından Seda Başay-Yıldız üstlendi.

Feaser, 20 aydır Almanya’da iktidarda olan koalisyon hükümetinin İçişleri Bakanı...

Ondan önceki dönemde Hessen’de politika yapan 53 yaşındaki Federal İçişleri Bakanı Faeser’in asıl mesleği avukatlık. Federal Başbakan Scholz’un çağrısıyla bakan olarak atanması tüm Almanya için büyük bir sürpriz olmuştu. Bakanlığı döneminde çok sayıda sağcı ve ırkçı örgüte karşı Almanya çapında operasyonlara imzasını atan, yıllardır yasaklanması istenen örgüt ve dernekleri kapatan, bunlara karşı soruşturmalara start veren Faeser, bu arada siyasi kökenlerine sadık kalmış ve Hessen’deki seçimlere partisi SPD’nin (Sosyal Demokrat Parti) “eyalet başbakan adayı” olarak katılmaya karar vermişti. Anketler pek umut vermiyor, sandık sonuçları Yeşiller’le birlikte ikili ya da buna liberallerin katılımıyla, tıpkı Berlin’deki gibi üçlü bir koalisyon hükümetine olanak sağlayabilir. Ama başta merkez sağ ana muhalefet partisi CDU (Hıristiyan Demokrat Birlik) ve sağ popülist bulvar gazetesi Bild olmak üzere çok güçlü düşmanları var. Haftalardır yoğun bir karalama ve yıpratma kampanyasıyla karşı karşıya.

***

Faeser’i desteklemek için gerçekleştirilen bu siyasi çıkış, girişimin sözcüsü Başay-Yıldız için çok kolay olmamış.

Bu sadece onun bir siyasetçi lehine ilk kez kamuoyu önünde bir tavır alıyor olmasından kaynaklanmıyor. Daha önemlisi bu siyasetçinin bakanlığı sırasındaki bazı kararlarına da karşı.

Ama o büyük resme bakıyor.

Ve ırkçılığın yükseldiği, merkez sağ ve liberal güçlerin aşırı sağcılarla “asla” ve “hiçbir düzeyde” işbirliği yapılmayacağına dair sözlerinden cayma eğilimleri gösterdiği bir dönemde olduğumuza dikkat çekiyor ve “demokrasiyi savunmak” için bu kararı verdiğini açıklıyor.

Başta bu girişimin gerçekleşmesine önayak olan Hessen Eyalet Milletvekili Turgut Yüksel olmak üzere, her biri kendi alanında Frankfurt ve çevresinin “uzman” ya da “sembol” isimlerinden oluşan girişimin diğer üyeleri de bu görüşte.

Faeser, onların bu desteklerini kamuoyuna duyurmak için düzenledikleri toplantıya bizzat katıldı. Orada Almanya’nın şu anda karşı karşıya olduğu en büyük tehlikenin “aşırı sağ” olduğu görüşünü tekrarladı ve “Almanya’da demokrasiyi korumak için mücadele etmeliyiz. Bunu yapmak zorunda olmamız çok üzücü bir durum!” dedi.

Toplantı Frankfurt şehir merkezinde, Sevil Erdinç-Çakıcı’nın eşiyle birlikte işlettiği “Cafe Roseli”de gerçekleştirildi.

Toplantıya bildiriye imzasını atanlardan Seda Başay-Yıldız ve Turgut Yüksel’in yanı sıra, Hessen eski Eyalet Milletvekili Mürvet Öztürk (Kuruluş ilkelerini sürekli çiğneyen Yeşiller partisinden istifa etmişti), Frankfurt Barosu Avukatlarından Gönül Halat-Meç, Frankfurt Yahudi Müzesi yöneticilerinden Dr. Türkan Kanbıçak, Frankfurt ve çevresinde yaşayan Afrika kökenli göçmenleri temsilen Dr. Mariame Racine Sow, gastronom Badia Ouahi, komedyen ve bölgedeki LGBTİQ toplumunun tanınmış isimlerinden Babsi Heart ile gönüllü itfaiyeci ve gençlik örgütü Jugendring’den Julien Chamboncel katıldı.

Milletvekili Yüksel tarafından imzaya açılan ortak bildirinin, toplantıya katılamayan diğer ilk imzacıları ise şöyle:

Dr. Cihan Çelik (Darmstadt Hastanesi Covid İstasyonu Baştabibi, kendisi korona pandemisi döneminde Almanya kamoyunu hastalık ve hastalığın gidişatıyla ilgili objektif ve anlaşılır bir biçimde bilgilendiren hekim olarak tanındı, bu katkılarından dolayı ödüllendirildi), Atilla Karabörklü (Hessen Türk Toplumu Başkanı), Ajla Kurtoviç (Hanau katliamında yaşamını yitiren Hamza Kurtoviç’in kız kardeşi), İhsan Dilber (Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun –AABF- Hessen Bölge Temsilciliği Başkanı ve sendikacı), Thomas Papadopoulos (SPD’nin yerel yöneticilerinden), Roland Frichkorn (Frankfurt’un en yaygın spor örgütlenmelerinden Sportkreis’ın Başkanı), Bernd Reisig (Frankfurt’un ikinci büyük futbol klübü FSV-Frankfurt’un eski yöneticilerinden), Manuel Campos (IG Metall sendikası eski yöneticilerinden).

***

Başta Başay-Yıldız ve Yüksel olmak üzere basın toplantısında söz alanlar destekçiler, “Nancy Feaser’in uzun zamandan beri aşırı sağ, ırkçılık, yabancı düşmanlığı alanında samimiyetle ve kararlılıkla mücadele eden bir politikacı olduğunu, sağ teröre hedef olanlarla ve yakınlarıyla her zaman ve sürekli dayanışma içinde olduğuna işaret ederek, “O’nun 8 Ekim’deki seçimde Hessen Başbakanı olmasını istiyoruz! O Hessen’de sağa karşı mücadeleyi yürütmek için hem insan olarak, hem de deneyim ve yetenekleriyle bu göreve en uygun kişi” dediler.

Almanya’da ırkçı ve sağcı güçlerin yükselişi sürüyor.

Frankfurt’tan yükselen bir itiraz önemli.

Burada sözünü ettiğimiz toplantı gerçekleştirilirken Almanya’nın çeşitli yerlerinde federal ve yerel polis güçlerinin bir faşist örgüte karşı operasyon gerçekleştirdiğini daha sonraki haberlerden öğrendik. Faeser, toplantıya gelmeden önce 150 civarında üyesi olan ırkçı ve dinci bir örgütü yasakladığına dair kararı imzalamış. Geçtiğimiz hafta da bir başka neo-nazi grubunu, “Hammerskinst Deutschland”ı yasaklamıştı. Göreve geldiğinden beri buna benzer başka adımlar da attı. O’nu eleştirenler bunların seçime yönelik yatırımlar olduğunu, bu arada kamuoyu baskısına daha fazla dayanamayarak sığınmacılara karşı aldığı sert kararları ve açıklamalarını dengelemeyi hedeflediğini ileri sürüyorlar.

Öyle ya da böyle...

Sonuçta o bu bakanlığı üstlendikten bu yana Almanya’daki ırkçı, sağcı, yabancı düşmanı, neo-nazi örgütlerin sayısı azalıyor...

Haklarında cezai soruşturma açılan, gözaltına alınan, silahlarına el koyulan demokrasi düşmanlarının sayısı artıyor...

Bütün bunlar iyi şeyler.