Kimileri 1982’lerin Brezilyası için “Dünya Kupası kazanamamış en iyi takım” kimisi de “tarihin son romantik takımı” der...

Kimileri 1982’lerin Brezilyası  için “Dünya Kupası kazanamamış en iyi takım” kimisi de “tarihin son romantik takımı” der. İşte bu romantik topluluğun en sağlam duruşlu isimlerinden birisi, çocukluk kahramanı Che Guevera, Fidel Castro ve John Lennon olan Sócrates Brasileiro Sampaio de Souza Vieira de Oliveira, geçtiğimiz Pazar günü henüz 57 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sadece futbolculuk yaşamıyla değil, bir insan olarak hayata karşı duruşuyla arkasında büyük bir boşluk bırakacak “Doctor” Sócrates.

Ülkenin en iyi 3 tıp fakültesinden birisi olarak gösterilen Ribeirão Preto Tıp fakültesinden mezun olan, üstelik bunu futbol oynarken başaran bir isimdi Sócrates. Çocukluk kahramanı Che gibi o da yardıma muhtaç insanlara hizmet götürmek istiyordu. Bunu hayatı boyunca hem tıp alanında hem de yeşil sahalarda kanıtlayacaktı. Avrupalının onu tanıması 70’lerin sonunda, o Corinthians’da top koştururken oldu. O dönemin ünlü takımı Ajax, Güney Amerika turunda Corinthians’a 5-0 mağlup olmuştu ve Brezilyalıların yıldızı elbette Sócrates’ti. 1980 yılında, Uruguay’da düzenlenen ve eski dünya şampiyonlarının katıldığı turnuvada, son Avrupa şampiyonu Batı Almanya’yı 4-1 mağlup eden Brezilya’nın da elbette en büyük kozlarındandı. O takım Dünya Kupası’ndan kısa bir süre önce Avrupa’da da kısa bir hazırlık turu attı ve herkesi kendisine hayran bıraktı. 

1982 Dünya Kupası elbette “Beyaz Pele” Zico’nun turnuvası olarak görülüyordu ama Eder, Falcao gibi diğer yıldızların bulunduğu takımın asıl maestrosu, orta sahadan takımı yöneten Sócrates’ti. Kimsenin şampiyonluklarından şüphe duymadıkları bir turnuvada İtalyanlar, Rossi’nin mucizesiyle onları kupa dışına ittiler. Sócrates, dürüst bir adamdı ve o maç için “İtalyanlar o gün bizden daha akıllıydı” demişti. 4 yıl sonra Arjantin’deki turnuvada da başarısız oldular ve sambacıların 80’lerde yetiştirdiği en büyük 2 oyuncu kariyerlerini dünya kupasız kapattılar. 

Demokrası  Hareketi

Ama yukarıda bahsettiğimiz gibi o başka bir adamdı. Daha 1982 Dünya Kupası’na gitmeden aldığı doktorluk diploması onun sadece fen bilimlerine olan yatkınlığını göstermiyordu. Sócrates aynı zamanda iyi bir münazaracı ve sosyal bilimler üzerine de uzun sohbetlerden kaçınmayan bir düşünce adamıydı. 1984’te Fiorentina’ya transfer olduğunda, İtalyan komünist düşüncesinin en önemli isimlerinden Antonio Gramsci hakkında derinlemesine araştırmalar yapma şansı bulmuştu. Tüm takım arkadaşları antrenmanlar sonrası eğlence hayatına dalarken o, zamanını Floransa Üniversitesi’nin kütüphanesinde kitaplar arasında geçiriyor, zaman zaman eline gitarını alıp, öğrencilerle beraber şarkı söylüyordu. Hatta bir Fiorentina yöneticisi onun için “bu kadar maaş alan birisinin sadece futbola zaman ayırması gerekir” deme gafletine düşmüştü. Ama o, futbolla siyaseti hep harmanlamayı başarmış bir adamdı. Bugün “Corinthians Demokarisisi” olarak bilinen ve Brezilya’daki totaliter rejimin futbol takımları üzerindeki baskısına tepki olarak doğan hareket onun ve takım arkadaşı Wladimir’in başlattığı bir eylemdi. Takım hakkındaki tüm kararlar, oyuncular tarafından oy birliğiyle alınıyor ve uygulanıyordu. 1982 yılında takım formalarının arkasında “Ayın 15’inde oy verin” yazılarıyla sahaya çıkmıştı. Kastedilen 1964’teki askeri darbe sonrası yapılacak ilk demokratik seçimde insanları oy vermeye davet etmekti. 1986 Dünya Kupası’nda kafasına taktığı ve onunla özdeşleşmiş saç bantının üzerinde “Çok Yaşa Demokrasi” yazıyordu. Futbolu bıraktıktan sonra da hep o sağlam duruşu ile hatırlandı. Futbolun sahadaki uslanmaz romantiklerinden birisi, saha dışında ise yılmaz demokratlarından birisiydi Sócrates.

İsminin arkasında bulunan “MD” (Tıp Doktoru), kısaltmasından hareketle, bugünlerin sevilen doktoru House MD’den bir alıntı yapalım. 

“Normal insanların eşe, çocuklara ve hobilerine veya benzeri şeylere sahip olmasının sebebi onları eşsiz yapan, onları sallayan şeye sahip olmamalarıdır. Ben müziğe sahibim, sen ise doktorluğa. Bizi normallikten uzak tutan ama bizi biz yapan şeye. Bizi büyük ve en iyisi yapan şeye”.

Sócrates, işte kendisini normal insanlardan ayıran ve onu yüce yapan şeye sahip bir adamdı. Aynı asil amacın peşinde koştuğu Che’nin yanında şimdi.

Gary Speed

Güzel adamların gittiği bir hafta oldu geçtiğimiz hafta. Galler futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en sağlam futbolculardan Gary Speed, 42 yaşında, yardım dernekleri üzerine geleceğe dönük projeler içeren bir programda konuştuktan 12 saat sonra hayatına son verdi ve bir dolu bilinmezlik bıraktı ardında.  Dileiğimiz bu sporun güzel adamlarının daha fazla biri bırakmaması.