Filenin Sultanları, ülke voleybol tarihinin ulusal takımlar seviyesindeki en büyük başarısına ulaşarak 2023 Uluslar Ligi şampiyonu oldu. Bu büyük başarıyı ve turnuvanın genelini değerlendirelim.

Dünya zirvesindeler
Fotoğraf: AA

Uzun süredir hayalini kurduğumuz, kıyısından birçok kez döndüğümüz, takım menajeri Pelin Çelik’in ifadesiyle, “bıkacak kadar gönüllerin şampiyonu olduğumuz” turnuvalardan sonra, final turunda çok net bir performans gösterip sadece 2 set kaybederek altın madalyaya uzandığımız ve dünya sıralamasının zirvesine yerleştiğimiz bir Uluslar Ligi oynadık. Özellikle takımımızın bazı kısa zaman dilimleri dışında, bocalamadan, oyun disiplinini ve mental sağlamlığını koruyarak, geçen yıllarda görülen, konsantrasyon kaybı, maçtan kopma, antrenör-oyuncu iletişimsizliği gibi problemleri hiç yaşatmadan mutlu sona ulaşması ayrıca sevindirici idi. Ev sahibi olması sebebiyle ABD, bizi yarı finalin bazı anlarında endişelendirdi, ancak ben 3 maç sırasında da oldukça rahattım ve takımın galibiyete ulaşacağından emindim. Geçen yıllarda önde götürdüğümüz maçlardaki tedirginlik ve “ya maç dönerse” endişesinden tamamen uzak halde, başarılı olacağından emin olduğumuz bir takıma sahip olmak çok güzel bir duygu. Bu duyguların kaynağı olan takımımızın her bir üyesine övgülerimizi gönderiyoruz, bununla beraber bazı isimleri ayrıca telaffuz etmemiz gerekiyor.

GENEL BAKIŞ

Çıkış yapan 3 ekip var. As pasörleri, kimilerine göre dünyanın en iyi pasörü olarak görülen (ki ben buna katılmıyor ve Güneydoğu Asya’da daha iyi pasörler olduğunu düşünüyorum) Joanna Wołosz’un yokluğunda Polonya ilk etap maçlarında sadece 2 mağlubiyet aldı ve lider oldu. Ancak finallerde, 3-1 kazandığı Almanya maçında düşüş yaşadığı sinyallerini vermişti ki, Çin’e teslim oldular. Ancak Wołosz’un da gelişiyle madalya kovalayan bir takım haline geleceklerini gösterdiler. Almanya çıkış yapan diğer takımdı. Nilüfer Belediyespor’da görev yapan Vital Heynen’in öğrencileri, VNL’de ilk kez çeyrek final etabına kalırken 7 galibiyet aldı. Bunu yaparken Orthmann dışında, çok fazla göze çarpan ve yıldız olabilecek oyuncuları dahi yoktu. Son olarak, son 8’i kaçırmasına rağmen Shannon Winzer’ın Kanada’sına da dikkat çekmek gerekiyor. Organizasyonda, kadın antrenöre sahip tek takımın önümüzdeki dönemde önemli işler yapacağını düşünüyorum. Hayal kırıklığı yaratan Sırbistan, yeni antrenörleri Giovanni Guidetti yönetiminde uzun süre sonra bir turnuvanın son 8 takımı arasına kalamadı. Avrupa Şampiyonası onlar için önemli bir eşik. Tek gelişme, 18 yaşındaki smaçör Aleksandra Uzelac’ın takıma etkili bir giriş yapması. Turnuvanın diğer hayal kırıklığı da geçen yıl son 8’e kalan Tayland’dı. Bu yıl 12 maç oynadı ve sadece 2 maç kazanıp 10 mağlubiyet aldı.

Melissa Vargas

Kendisi hakkındaki düşüncemiz hep şuydu: Vargas yarı finaller ve finallerin etrafında dolaşan, ama o son hamleyi yapamayan takıma sınıf atlatarak bizi altın madalyaların iddialı takımı haline getirebilir. Bunu formayı sırtına geçirdiği ilk turnuvada MVP olarak yapması hem büyük bir sevinç hem de önümüzdeki 2 büyük turnuva, 2023 Avrupa Şampiyonası ve 2024 Olimpiyatları için harika bir mesaj. 

Eda Erdem

Kaptan için çok değil 5-6 ay önce, "artık kenara mı çekilse?", "sürekli 2’ncilik tabağını kazanıyor" cümleleri zikrediliyordu. 6 ay içinde hem kulüp hem ulusal takım forması ile şampiyon oldu, hem de oynayarak, bireysel ödüller alarak. Arada da 36. yaşını kutladı. 2020 Tokyo Olimpiyatları sonrasında çekilen o meşhur fotoğrafta gözyaşlarına tanık olurken, “son olimpiyatını böyle bitirmenin üzüntüsü” demiştik. Şimdi bırakın 2024’ü, “2028 Olimpiyatları’nda neden oynamasın” diyoruz. Muazzam sporcu, çok değerli bir atlet, örnek bir insan.

Gizem Örge

O hep böyleydi. Sadece hâlâ gerçek sebebini bilmediğimiz bahanelerle, antrenör-federasyon ikilisinin birbirlerini desteklediği son derece hakkaniyetsiz bir kararla ulusal takımdan uzaktı. 16 ve 17 Temmuz 2022’de, takımının VNL yarı final ve 3’üncülük maçında 3-0 mağlup olduğu maçları televizyondan izleyen oyuncu, tam 1 yıl sonra aynı günlerde ve aynı seviye maçlarında alınan 3-1’lik galibiyetlerde başrol oynayarak hem altın madalyayı boynuna taktı, hem de turnuvanın en iyi liberosu seçildi. Umarız o veya bir başka oyuncu, gelecekte sportif olmayan, spekülatif sebeplerle, hak ettikleri formadan uzak kalmazlar.

Ebrar Karakurt

Onun durumu diğer oyunculardan farklıydı, çünkü o sahadaki yerini de değiştirdi. Pasör çaprazından, smaçör pazisyonuna kayan Ebrar, üzerindeki ağır yükün de hafiflemesiyle çok iyi bir turnuva geçirdi. Şunu da belirtelim FIVB, Rüya Takım’da, turnuvayı 3’üncü bitiren Polonya’ya da yer vermek zorunda hissetmese, en iyi smaçör ödüllerinden birisini kapabilirdi.

Zehra Güneş

Harika bir sporcu Zehra. İşinde iyi, başarılı, istikrarlı. Mental farkındalığı üst düzey, kendisini hep geliştirmeye ve ilerlemeye odaklı. Toplumsal olaylara duyarlı, akıllı, esprili, tutkulu, hırslı. Takım sporunda mevkisinin yıllardır en iyisi. Pırlanta gibi bir değer. Yine gaza çok yüklenmeden başladığı bir turnuvayı, elinde “en iyi orta oyuncu” ödülüyle kameralara gülümserken bitirdi. Yıllardır her turnuvada mevkisinin en iyi ödülünü kapan oyuncu adeta şunu da sordurmadan geçmiyor: Takım sporlarında bunu başarabilen kaç sporcumuz oldu ki?

İlkin Aydın  - Derya Cebecioğlu - Elif Şahin

Santarelli’nin ilk 6’ya kazandırdığı 3 yeni oyuncu da üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiler, hatta Elif turnuvanın final turunda Santarelli’nin ilk pasör tercihi oldu. Genç oyuncu için hem büyük bir gurur, hem de bir diğer A sınıfı pasörümüz Cansu ile birlikteliği ve bu turnuvadaki gibi birbirlerini yedeklemeleri düşünüldüğünde önümüzdeki dönem için iştah açıcı.

Daniele ‘La Vita e Bella’ Santarelli

İtalyan aktör/yönetmen Roberto Benigni’nin enfes filmi La Vita e Bella’nın başkahramanı Guido Orefice’yi hatırlatıyor bana Santarelli. Hayattaki negatiflikler değil pozitifliklere odaklanan, etrafına neşe saçan, tutkulu, yakınlarına aşkla bağlı ve komik aile babasını. Santarelli’nin kısa görev süresinde gördüğümüz tüm özellikleri bir yana, bence en önemli özelliği, denemekten korkmaması ve kafasında önceden karar verdiği, çok zor değiştirdiği doğrular olmaması. Pragmatist, pratikçi, yolculuktan 1 ay önce değil, yolculuk sırasında da, spontan karar verebilen bir insan. Örneğin yarı finaldeki ABD maçının son kısmı ve tüm Çin maçı boyunca kullandığımız Ebrar-Derya smaçör ikilisini hiç denemediklerini, planlarında olmadığını ve bunun turnuva sırasında kendiliğinden geliştiğini söylerken bu özelliğinin en net örneklerinden birisini verdi. İtalyan antrenör Melissa Vargas gibi bir silahın takıma katılmasının ardından riske girmeyerek Vargas dışında eski kadronun tecrübeli oyuncuları ile devam edebilirdi ama o, üzerine ilk 6’da İlkin, Elif ve Gizem olmak üzere 3 oyuncu daha değiştirerek kendi çapında bir maceraya atıldı. Günün sonunda da oynadığı el masadan kazanarak kalktı. Nasıl bazı çiçekler bazı topraklarda yetişmiyorsa, bazı çiçekler de o topraklarda yetişmek için bu dünyaya geliyor. Santarelli, şampiyonluk sonrası oyuncularıyla, Teksas’ın 400 bin nüfuslu Arlington şehrinde erik dalı oynarken Türkiye’de 2 ay değil 22 yıl yaşıyor gibiydi.