Küba’da sosyalizmin inşasını ve başarısını engellemek için ABD emperyalizmi tarafından on yıllardır sürdürülen ambargo biçimdeki ekonomik savaş tüm insanlığın sağlığını da tehdit ediyor.

İki yıl önce Birleşmiş Milletler’in 29’uncu Genel Kurulu’nda 193 ülkeden 184’ünün kaldırılması yolunda oy verdiği, ABD ve İsrail’le birlikte bir avuç ülkenin de devamını desteklediği ambargonun dünya çapında COVID-19 salgınıyla mücadeleyi olumsuz yönde etkilediğine ilişkin tespit, Amerikan politikalarının karşıtı olan bir kaynaktan değil, ABD’nin en etkili yayın organlarından Washington Post’tan geliyor. ABD’nin 1960 yılından bu yana Küba’ya karşı sürdürdüğü ambargonun sadece Küba’ya değil, tüm dünyaya zarar verdiğine işaret eden gazete, "Bundan sonraki pandemiye hazırlanma ve tıbbi teknolojinin adil bir biçimde dağıtılması için önlemler alma" konusunu ela aldığı haberinde Küba’nın bu alandaki katkılarına da değiniyor.

Üç yıl önce başlayan ve tüm dünyada 15 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olan COVID-19 salgınına karşı ilk etkin aşıyı geliştiren ülkeler arasında yer alan Küba, ambargoya rağmen Venezuela, Meksika, Vietnam, Suriye, Nikaragua, Beyaz Rusya ve İran gibi ülkelere aşı göndererek bu ülkelerin salgınla mücadelesine büyük katkıda bulunmuştu.

ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin olumsuz yaklaşımına rağmen Afrika’nın ve Güney Asya’nın yoksul ülkelerinin Küba’dan alabilecekleri ve uluslararası ilaç tekellerinin ürettiklerine göre çok daha ucuza mal olan aşıyla gelecek pandemilere karşı halklarının hazırlayabilecekleri ortada. Ancak buna rağmen söz konusu ambargonun kaldırılması ya da hafifletilmesi için yapılan çağrılara kulak asan yok. Geçtiğimiz hafta bundan sonraki olası pandemilerle ilgili önlemleri görüşmek üzere Cenevre’de toplanan Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) de Küba’nın biyoteknoloji endüstrisine yönelik sınırlamaların gevşetilmesi yolunda bir çağrıda bulunmamasını eleştiren Amerikan gazetesi, bu durumu bir "hata" olarak değerlendiriyor.

Bu tabii ki sadece bir "hata" değil, insanlığa karşı işlenen ağır bir "suç"...

HATA DEĞİL SUÇ

ABD’ye göre daha ilerici nitelikler taşıyan Batı Avrupa demokrasileri de bu suça ortak oluyorlar, ancak bu ülkelerdeki demokratik kamuoylarından da bu suçla mücadeleye etkin bir destek verilmiyor.

İnsanlığa layık en adil sistemin sosyalizm olduğunu tespit eden düşünürlerimiz, genellikle "yönetenlerin yönetemez, yönetilenlerin de eskisi gibi yönetilmek istemediği" tarihi dönemlerde yaşanan devrimlerin ardından inşa edilmeye çalışılan sosyalizmlerin hem devrimin gerçekleştiği ülkenin, hem de dünyanın gerici çevrelerinin her türlü engellemesiyle, sabotaj ve açık savaşıyla karşı karşıya kalacağına dair öngörülerini daha başından yazmışlardı... Gericilerin böylesine insafsız olabileceklerini, sosyalizmin başarısını engelleyebilmek için ellerinden gelen her kötülüğü yapabileceklerini de biliyorlardı elbette, yani bu durum hiç de "şaşırtıcı" değil... Ama yine de "insan hakları ve demokrasi ilkelerine dayalı dış politika" masallarını her fırsatta dile getiren transatlantik ittifak ülkelerinin riyakârlığını kanıtlayan bu durumun yeni pandemilerle karşılaşabilecek dünyamızın yoksul halklarına karşı ağır bir suç olduğunu her fırsatta hatırlatmak gerekiyor.

ABD’nin bu konuda olumlu bir tavır almasını beklemeye gerek yok. Çünkü bunu yapmaları, bu ağır suçu itiraf etmeleri anlamına gelecek...

ABD’nin tüm ambargolara, engellemelere ve sabotajlara rağmen kamu sağlığı konusunda dünyanın en ileri ülkelerinden biri olmayı başaran Küba’ya yönelik saldırılarıyla ilgili tarihi bir gezinti, bu ülkenin insanlığa karşı işlediği suçlar listesinin kabarıklığını gösteriyor...

Adını Küba Devrimi’ne devrimcileri taşıyan efsanevi gemiden alan Küba’nın en büyük gazetesi Granma’nın son sayısında ABD’nin sosyalizmin inşasına yönelik "biyolojik terör saldırı eylemleri"nden bir bölümünü içeren listeyi aktarmakla yetinelim, şimdilik...

•1961-62: CIA şeker kamışı hasadı sırasında tarlalarda çalışan işçileri halsiz bırakan kimyasal maddeler geliştirdi.

•1962: Son derece bulaşıcı ve viral bir hastalık olan, genel olarak kümes hayvanları ve yabani kuşlar da etkili olan Newcastle Hastalığı, Küba’daki kanatlı hayvan varlığının yüzde 80’inden fazlasının imha olmasına neden oldu.

•1972: Afrika domuz vebası, ülkedeki domuz varlığının büyük bölümünü yok etti.

•1979-81: İnsanlara ve tarımsal hasada büyük zarar veren dört salgın: Konjoktivit, dang humması, şeker kamışı paslanması ve tütün küfü.

•1980: Aynı yıl içinde üst üste iki Afrika domuz vebası.

•1981: Sığırlara musallat olan deri hastalığı.

•1981: Hızla bulaşan bağırsak hastalığı myommylitis adadaki sığırlarda büyük tahribatlara neden oldu.

•1993: Viral kanamalı tavşan hastalığı tespit edildi...

(Kaynaklar: "La guerra biologica contra Cuba", Granma International, Haziran 2023

"Next pandemic, let Cuba vaccinate the world", Washington Post, 1 Haziran 2023)