Hiç uğruna ölmemek için
Estet; güzel duyusu olan, güzelden anlayan ve güzeli en yüce değer sayan birisi. Estet olmak, çok havalı bir şey. Düşünsenize, kederli duygularla ağırlaşıp dibe çökmüş, gözlerine perde inmiş, duyuları neredeyse körelmiş varlıkların arasında havada süzülür gibi dolaşıyor ve dokunduğunuz her şeyi estetik bir haleyle donatıp hafifletiyorsunuz. Estet bir sanatçı olabilir, olmayabilir de. Bir sanatçı olarak estet en süfli şeyi bile bir sanat eserine çevirebilir. İtalyan sanatçı Piero Manzoni gibi, dışkısından bir sanat yapıtı üretebilir. Ya da eskiz kağıtlarına sıçan, dışkısını yapıtında kahverengi bir leke olarak kullanan Joan Miro’ya ne demeli? (Düşlerimin Rengi Bu, YKY). Sanatçı olmayan her estet de benzer bir yeteneğe sahiptir, hayatın en b.ktan şeyleri bile onun duyumsamasıyla estetik bir dışavuruma dönüşebilir. Bir estetle yolculuk yapıyorsanız şayet, asla gerçek ile karşılaşmazsınız. Tüketilmesi zor gerçeği estetik işlemden geçirip paketleyebilir, tüketmeniz için size sunabilir. İnsan, estet sayesinde yeryüzünün yıkımında, dayanılmaz acılarda bile bir güzellik bulabilir. Yeryüzü estet için, çerçevelenmiş tablolar çokluğudur. Estet, ham gerçekliği çerçeve içine yerleştirip görsel karmaşayı düzene sokar ve sırf bu yüzden sanatçı payesini hak edebilir. Baksanıza, her tablo ayrı güzel. Gerçeği, estetik tablolara dönüştürebilme yeteneği sadece estet olanlara bahşedilmiştir.
Merak etmeyin, mademki hâlâ hayata tutunuyorsunuz, güzelden anlıyorsunuz demek ki. Estet olmasaydınız çoktan dibi boylamış olmanız gerekirdi. Gerçek öldürebilir. Gerçeği estetik bir dışavuruma dönüştürebildiğimiz ölçüde hayatta kalabilen varlıklarız. Ne demişti Nietzsche? “Hakikat yüzünden ölmemek için sanata sahibiz”. Bir hiçlik olan hakikatin keşfine doğru ilerleyemediği, hakikatle yüzleşemediği için insanın görünüme sığınmaya, yanılsamaya ihtiyacı vardır. Eğer varlığın dibi derin bir uçurumsa, en büyük bilgelik kesinlikle yüzeyde kalmaktır. Ve bu yüzden insan, sanatın ürettiği görünümlere muhtaçtır. “Yaşam ancak sanatın yarattığı yanılsamalar sayesinde mümkün olabilir” (Nietzsche). Sanat varlıktaki boşluğu doldurur ve ona düzenleyici ilkeler verir. Aksi takdirde hiçlik denilen boşluğa düşüp yok olup gidecektir. Hakikat hiçlikse, hiç uğruna ölecektir. İnsan hakikat yüzünden ölmemek için mecburen yalana, yanılsamaya sığınmak, tasarlamak zorunda. “Doğa yasalarınca belirlenen bir dehşet: bilinçteki horror vacui. Tasarım oluşmak üzereyken, birden tasarlanacak bir şeyin kalmadığını anlıyor. Bir süreden beri üzerinde yürüdüğü şeyin hava olduğunu ayrımsayan bir çizgi film kahramanı gibi düşüyor sonra” (Peter Handke, Mutsuzluğa Doyum, Ada).
∗∗∗
Estet; boşluğa düşmemek için tasarlamak zorunda olan birisi. Boşluk korkusu, hakikat korkusudur. Tasarlayabilecek şeyi olduğu için, biz esteti havada süzülürken görebiliyoruz. Ya da hiçliğin çekiminden kurtulduğu için havada yürüyebiliyor. Hayat memat meselesi, bitimsiz bir tasarlama sürecidir onunkisi, yanılsamalar üretmeye mecbur. Handke’nin kahramanı gibi, tasarlayacak bir şeyi kalmadığında insan boşluk tarafından yutulur ve bir hiç yüzünden ölebilir. Ya kendisi tasarlamak ya da hazır tasarımlara tutunmak zorunda. Her ikisi de yanılsama; fakat birinde yalanı kendisi tasarlarken diğerinde ise başkalarının tasarladığı yalanlara sığınmaktadır. Kendi yalanını tasarlamak, yani sanat yaratıcı bir eylemdir. Başkalarının tasarladığı yalanlara tutunmak ise birilerinin kurguladığı bir kurmacanın içinde pasif bir hayat sürdürmek anlamına gelir. O birileri hayatınıza dair her şeye karar verir ve üstelik tüm yapıp etmelerini ya kutsallık kisvesi altında ya da yasaların zoruyla gerçekleştirdikleri için yalanlarına sorgusuz sualsiz boyun eğmeniz gerekir.
∗∗∗
Tasarladığınız bir yalanı, yine tasarladığınız bir başka yalanla değiştirebilirsiniz. Yalandan kim ölmüş ki? Fakat despotun yalanları öldürebilir. Bir zorbanın zamanın ve mekânın ötesine yerleştirdiği kutsal hakikatini asla sorgulayamazsınız, sorgulayanlar ya kafir ilan edilir ya da terörist. Varlığın en büyük hakikati hiçlikse ve sanat hakikatten korunmak için icat ettiğimiz bir yalansa, despotun hakikatinden ancak sanat sayesinde kurtulmak mümkün olabilir. Yeter ki yalanlarınızın arkasında durun!