Günlerden pazartesi, kapışmalardan derbi! Sendromu dünyada marka olan günde asırlık çınarlar buluşur mu dememeli devam etmeli. Bir tarafta zirve yarışından kopmak istemeyen Beşiktaş, öbür tarafta tarihinin en kötü sezonunu geçiren Fenerbahçe. Puan tablosuna bakılınca ikisi de kazanmak zorunda; malum klişe akıllarda: Koyun can, kasap et derdinde! Dolmabahçe’de Şenol Güneş’in kimleri sahaya süreceği merak konusuydu. Deneyimli […]

İki perdelik resital

Günlerden pazartesi, kapışmalardan derbi! Sendromu dünyada marka olan günde asırlık çınarlar buluşur mu dememeli devam etmeli. Bir tarafta zirve yarışından kopmak istemeyen Beşiktaş, öbür tarafta tarihinin en kötü sezonunu geçiren Fenerbahçe. Puan tablosuna bakılınca ikisi de kazanmak zorunda; malum klişe akıllarda: Koyun can, kasap et derdinde!

Dolmabahçe’de Şenol Güneş’in kimleri sahaya süreceği merak konusuydu. Deneyimli hoca Lens’e formayı teslim etmiş, Quaresma’yı kenara çekmişti. Cezalı Ljajic’in yokluğunda Kagawa, ilk kez 11’de başlıyor. Japon yıldızın arkasındaki Dorukhan ile Atiba ev sahibi taraftarlara güven veriyor. Burak Yılmaz’ın savunmanın arkasına yapacağı koşular mücadelenin anahtarlarından biri olarak duruyor. 

Santra öncesi averajla düşme hattının bir basamak üstünde yer alan Kanarya cephesinde savunmanın göbeği Skrtel ile Sadık’a emanet edilmiş. Ersun Yanal sağda Isla ile Dirar ikilisini oynatarak o kanadı yine sağlama almış durumda. Moses’in driplingleri deplasman ekibi için hayati gözükedursun, yeni transfer Zajc’in performansı özellikle merak ediliyor. 

Daha ilk dakikalarda oyunu rakip alana yıkan Beşiktaş, 10’da öndeydi. Sadık’ın gereksiz faulü sonucunda kazanılan duran topta Vida indirmiş, Gökhan Gönül bitirmişti. Hasan Ali’nin Gökhan’a yaptığı müdahaleye VAR yardımıyla penaltı çıkınca, 18’de fark ikiydi. Burak beyaz noktadan köşeyi bulmuştu. Aziz Yıldırım’ı kulakları çınlasın, ülkenin en iyi sağ beki eski takımını ilk çeyrekte adeta yakıp yıkmıştı! 

İlk yarının sonunda tam Fenerbahçe biraz oyunu dengeliyor derken, tabela yine değişiyordu.  Sadık’ın ikramını boş geçmeyen Kagawa, Burak’ın koşu yoluna topu bırakmış, deneyimli golcü topun dibine nefis girmişti. Devre Kartal için rüya gibiydi, Kanarya için kâbus! 

Soyunma odasından Isla ile Moses dönmemiş, onların yerine Ayew ile Valbuena girmişti. 55’te organize gelen sarı-lacivertliler Zajc ile ağları buluyordu. 62’de fark birdi! Valbuena’nın ortasına Sadık kafayı yapıştırmıştı. 67’de Hasan Ali’in kariyer golüyle tabela eşitleniyordu. Kâbus sırası ev sahibine gelmişti!

Lens’in yerine giren Quaresma’nın ortasına 79’da Burak kafayı vuruyor, meşin yuvarlak direkte patlıyordu. Hemen akabinde de Fenerbahçe gole yaklaşıyordu. 86’daki kornerde bu sefer Karius direğin yardımıyla pozisyona mani oluyordu. Şimdi direkler de eşitlenmişti! Bülent Yıldırım’ın son düdüğü destansı mücadeleye nokta koyduğunda +9 oynanıyordu.

Altı gol, iki direk… Son yılların en unutulmaz derbisi geride kaldı. Pazartesi oynanan maçlar böyle olacaksa asırlık çınarlar sadece bu gün buluşsun. Geceyle gündüz gibiydi iki devre. Üç farklı öne geçtikten sonra skoru koruyamayan Beşiktaş zirve yarışında büyük yara almış durumda. Güneş’in olanı biteni izlemesi akıl alır gibi değildi. Fenerbahçe ise her şeyden bağımsız bir dev olduğunu herkese anımsattı. İlk yarı felaket durumdaki takımını ayağa kaldıran Yanal’ın eseri tebrik etmeli; her iki takıma da ziyafet için teşekkür etmeli!