İthalat, ihracat ve tekelleşme kıskacında üretici
Açlığı derinleştiren neoliberal tarım politikalarının iflasının en büyük kanıtı ithalat ve ihracat uygulamalarında kendini gösteriyor. Bir avuç şirketten başka kimseye faydası olmayan politikalar kırdan kente, üreticiden tüketiciye toplumun geniş kesimlerine istikrarlı bir sefalet ve güvencesizlik olarak geri dönüyor. Üreticinin gündemi de bu çerçevede şekilleniyor. Geçtiğimiz günlerde Uşak’ın Eşme’ye bağlı Güllü köyünde üzüm üreticileri de benzer bir soruna dikkat çekiyorlardı:“Yıllardır saman, buğday, mercimek gibi pek çok tarım ürünü için de gümrük vergilerini sıfırlayıp şirketleri zengin üreticileri mağdur eden AKP iktidarı, şimdi de üzüm üreticileri için ölüm fermanı anlamına gelen bu anlaşmanın altına imza atmıştır.” diyerek sıfır gümrükle şarap ithalatından vazgeçilmesi talebiyle bir araya geldiler. Protesto, Azerbeycan’ın Aliyev Hükümeti ile imzalanan 10 yıllık “Tercihli Ticaret Anlaşması"nı hedef alıyordu.
Bu anlaşmaya göre Türkiye Azerbeycan’dan ithal edilecek olan yıllık 1.5 milyon litre şarap ve alkollü içecekten gümrük vergisi almayacak. AKP iktidarı henüz birkaç ay önce şarapta tekelleşmenin önünü açıp bağcılığı ve küçük ölçekli şarap üreticiliğini tasfiye edecek bir karara imza atmış; yüksek alkollü içkileri üreten ya da ithal edenlerden de kapasiteye bakılmaksızın 50 milyon liralık teminat mektubu alınmasına karar vermişti.[1]
∗∗∗
Gümrük vergisi indirimiyle tasfiyeyi pekiştiren kararın ardından, şimdilerde Ferrero’ya yönelik alınan kararla fındık üreticileri göz ardı ediliyor. Yüzbinlerce tonluk fındıkta ihracatıyla her sene yeni bir rekor kırmaya kendini adamış Ferrero’ya yönelik soruşturmayı hatırlarsınız. Rekabet Kurulu, Ferrero ve iştiraklerinin fındık pazarında, üretimden itibaren, alım, kırım ve ihracat aşamasına kadar tüm seviyelerdeki eylemleriyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettikleri iddiasına yönelik soruşturma açmıştı.
Kurul geçtiğimiz günlerde “Ferrero Soruşturmasındaki Rekabetçi Endişelere Son” başlıklı bir paylaşım yaparak yürütülen soruşturmanın “Ferrero tarafından getirilen ve Rekabet Kurulu tarafından kabul edilen rekabetçi endişeleri gideren taahhütlerle” sona erdirdiğini duyurdu. Kurul’un açıklamasında şirket tarafından verilen taahhütlere dair herhangi bir detay paylaşılmazken daha sonra İrfan Donat’ın imzasını taşıyan bir haberle Ferrero’nun “Türkiye’de müdahale referans fiyatının altında kabuklu fındık alımı yapmayacağını ve piyasanın verimliliğini destekleyeceğini taahhüt etmektedir” dediği duyuruldu.
Öncelikle verilen taahhüdü fındık üreticileri için güvence olarak görmek de referans fiyatın belirlenmesinde Ferrero’nun bir söz hakkı olmadığını varsaymak da saflık olur. Türkiye dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70’ini sağlayarak fındık üretiminde dünya lideri konumunda ve elbette Ferrero için Türkiye stratejik bir öneme sahip. Hatta Türkiye pazarı ve Türkiye’deki imajı şirket için “beka meselesi” de denebilir. Nitekim Ferrero herhangi bir fındık alıcısı olmakla kalmıyor, binlerce üreticiyle anlaşması olan bir tekel konumu teşkil ediyor. Bu anlamda fiyatın zaten bizatihi ihracatçı şirketler tarafından belirlendiği bir serbest piyasa ortamında, ihracat rekortmeni Ferrero’nun bu taahhüdünün endişeleri gidermesini bekleyemeyiz.
∗∗∗
Dahası, Türkiye kamuoyu olarak Rekabet Kurulu’nun bu soruşturma sırasında hangi bulgulara ulaştığını; Ferrero’nun piyasadaki etkisinin nasıl değerlendirildiğini de bilmiyoruz. Ferrero’nun Türkiye’deki fındık pazarındaki rolü, hem küresel hem de yerel düzeyde kritik bir konu. Soruşturmanın zamanlaması ve sonlandırılma şekli, fındık sezonunun dinamiklerine etkileri konusunda yarattığı spekülasyonlar da hesaba katıldığında, sürecin şeffaflık, adalet ve tutarlılık bakımından tartışılması, gelecekteki bu tür soruşturmalar bakımından da önem taşıyor. Karar kamunun fındık piyasasındaki güç dengelerine ve ekonomik adaletsizliklere dair tutumu bakımından da anlam taşıyor. Bu sebeplerle Türkiye’deki fındık üretimi ve ticareti üzerinde şüphesiz ki Ferrero lehine etkileri olacak bu kararın nasıl alındığını tartışmaya açmak; şeffaflık ve adalet talep etmek gerekiyor.
[1] https://www.birgun.net/makale/sarapta-tekellesme-duzenlemesi-bagciligi-bitirecek-493581