Türkiye açısından imalat sanayinin sancılı bir süreç yaşadığı açık. AKP’li yıllarda (2002-2013) imalat sanayinin milli gelir içindeki payı yüzde 20’den yüzde 18’e gerilemiş. Söz konusu oran aynı dönem için Güney Kore’de yüzde 27’den yüzde 31’e, Polonya’da yüzde 16’dan yüzde 18’e, Almanya’da yüzde 21’den yüzde 22’ye yükselmiş. Buna karşın dünya ortalamasında ve dünyanın pek çok ülkesinde sanayinin payında ciddi bir azalmanın olduğu görülüyor. Düşük katma değer yaratan sektörlerden değer zincirlerinin görece daha üst basamaklarına tırmanma  mücadelesi veren Türkiye, bir tek kar oranlarında önemli bir mesafe kat etmiş durumda. Türkiye sermayedarına en çok kazandıran ülkeler arasında. 6 yıllık ortalamalar dikkate alındığında kar oranları zirvelerde dolaşıyor. İmalat sektöründeki oranlar pek çok Avrupa ülkesindeki sermayedarların gözlerini kamaştırıyor. En yüksek kar oranının olduğu sektör ise madencilik ve taş ocakçılığı. Sizce tesadüf mü?

Soma gerçeğinden baktığımızda kan ile kar arasındaki ilişki son derece açık. Ortalama yüzde 3,9 olan faaliyet karı madencilik ve taş ocakcılığında yüzde 15,5.

Soma içimizde kapanmaz bir yara. Hep hatırlamamız gereken bir acı. Sorumlularının asla unutulmaması gereken bir katliam. 13 Mayıs kapitalizmin yani para-malcı sistemin yarattığı acımasız sistemin ortaya serildiği bir tarih.

İşçi sınıfı bu tarihi asla unutmamalı. Bu ülkede yaşayanlar bu tarihi asla unutmamalı.

7 Haziran seçimlerine giderken sıklıkla ve ısrarla Soma gündemimizde olmalı.

İş cinayetlerinde kaybettiklerimizin anısı bize bunu söylüyor.

Hiç unutmayalım. Hiç unutmayalım.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre AKP döneminde 15 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Unutmayalım!

14 Mart 2013 tarihinde Adana’da haftalığı 100 TL’ye çalıştığı fabrikada kafası pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki çocuk işçi Ahmet Yıldız’ı unutmayalım.

Ayakkabı kutuları, kömür torbaları, araziler, ihaleler, ölüm. Hepsi yan yana. Unutmayalım!

Birilerinin saltanatı, sarayları, hanları için zenginliği için yapılan zulmü unutmayalım.

Bu yüzden 1 Mayıs’ın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününün temel gündemi Soma olmalı. İş cinayetleri evet fıtrat, kurulan sistemin fıtratı. O yüzden unutmayalım. Hiç unutmayalım.