Çalışma hayatının temel sorunlarından biri kayıt meselesidir.

Çalışma hayatının temel sorunlarından biri kayıt meselesidir. Türkiye kayıt dışı çalıştırmanın son derece yaygın olduğu bir ülke. Son verilere göre yaklaşık her 3 kişiden biri (yüzde 34) Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı olmaksızın çalışıyor.

Kayıt dışı çalıştırılan bir işçi, sağlık ve sosyal güvenlik haklarından faydalanma olanağına sahip değil. Patronların işçi üzerindeki keyfiyetinin en üst sınırlarına vardığı, yasanın, herhangi bir kuralın olmadığı bir çalıştırma söz konusu.

Soma’da yaşanan ve resmi rakamlarla 301 maden işçisini kaybettiğimiz katliam sonrasında taşeron konusu sıklıkla gündeme geldi. Bunun yanında kayıt dışı çalıştırma konusu da tartışmaların içinde kendine yer buldu.

Ancak kayıt dışının en acı hali ile gözlerimizin önüne serilmesi Şırnak gerçeği ile oldu. Şırnak’ta ruhsatsız işletilen çok sayıda madende binlerce işçinin kayıt dışı olarak çalıştırıldığını, yaşanan ölümlerin örtbas edilerek kayıtlara geçirilmediğini, “ölüm kuyusu” adı verilen bu madenlerde çocuk işçiliğinin son derece yaygın olduğunu basına yansıyan haberlerden öğrenmek mümkün. Türkiye’de kayıt dışı iş kazalarının oranının yüzde 90 seviyesinde olduğunu daha önce yazmıştık. Şırnak’ta yaşananlar bunu doğruluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye’deki iş kazalarını ve cinayetlerini tespit etmekte, önlemek kadar aciz.

TÜİK verilerine göre madenler yüzde 7,3 ile kayıt dışı çalıştırmanın en az olduğu sektörlerden biri. Sektörde çalışan 124 bin kişiden 9 bini kayıt dışı olarak çalıştırılıyor. Genele baktığımızda son derece düşük olan bu rakam madencilik sektörünün riskleri göz önüne alındığında hiç de az değil. Toplamda kayıt dışı çalışanların sayısı 8 milyon 791 bin olduğunu hatırlatalım.

2010 ve 2014 Mart dönemi verilerini karşılaştırıldığımızda istihdamdaki artışa karşın kayıt dışı rakamlarında 354 bin kişilik bir azalma söz konusu. Oransal anlamda da ciddi bir gerileme var.

Ancak iki sektör kayıt dışında hem oransal hem de sayısal olarak ciddi artış kaydetmiş. Bilin bakalım bu sektörler hangileri?

Madencilik ve Sağlık sektörleri. Madencilik sektöründe kayıt dışı çalıştırılanların sayısı yüzde 50, sağlık sektöründe ise 6 kat artmış. İnsan sağlığı ve sosyal hizmetler alanında kayıt dışı çalışanların sayı 223 bin ile yüzde 23’e ulaşmış durumda.

Enerji ve inşaat sektörleri de kayıt dışı istihdamın oransal olmasa da sayısal anlamda ciddi oranda artış gösterdiği sektörler. Söz konusu sektörlerin buluştuğu yer taşeron çalıştırmanın en yaygın olduğu sektörler olması. Bu sektörler AKP hükümeti açısından sermaye birikimi anlamında anahtar bir role sahipler.

Kayıt dışı çalıştırmanın geçici, kısmi süreli, yevmiyeli çalıştırma biçimleri söz konusu olduğunda yaygınlaştığını görmek mümkün. Bu tip çalıştırma biçimleri esneklik adı altında AKP hükümetinin yaygınlaştırma gayreti gösterdiği istihdam biçimleri.

Buna rağmen genelde kayıt dışı verilerindeki düşüş nereden kaynaklanıyor? Bunu bölgesel ve yaş-cinsiyet temelli prim teşvikleri ile ilişkilendirmek mümkün. “Sosyal güvenlik sistemi kara delik” diyerek emeklilik yaşımızı, prim ödeme sürelerimizi yükseltenler, emekli maaşlarını baskı altına alanlar, söz konusu patronlar olunca gayet bonkörler. Kimi bölgelerde ne vergi ne sigorta primi ödüyor patronlar. Kayıt dışı işçi çalıştırma ile kayıtlı işçi çalıştırmanın maliyetlerinin neredeyse eşitlendiği yerler var.