Main kıyısındaki Alman sarayında şarkılarla Türk – Yunan dostluğu!

Almanya’da Türkiye kökenli sanat ve kültür emekçileri tarafından gerçekleştirilen ve artık gelenekselleşen çok kültürlü-uluslararası etkinliklerden “MainWeltmusik Festivali“nin dokuzuncusu bu haftasonu gerçekleştiriliyor.  

"Sınır tanımayan şarkılarıyla halklar ve kültürler arasında bağlar kuran festivale bu yıl altı ülkeden sanatçılar katılıyor. “Dayanışma ve dostluğun festivali!“ sloganıyla kendisini bütünleştiren etkinliği düzenleyenler, bunu hepimizin bitmeyen hayallerimize ve onları paylaşanlara adıyor. Almanya’nın Hessen eyalet hükümeti, Offenbach ve Frankfurt belediyelerinin kültür kurumlarının da desteklediği iki günlük festival, Frankfurt’un komşusu Offenbach’ta gerçekleştirilecek. Festivale Almanya, Türkiye, Yunanistan, Ukrayna, Polonya ve Suriye’den müzisyenler katılıyor. Halkların kardeşliği ve dayanışmasına adanan etkinliklere özellikle Almanya’da yaşayan Türkiye ve Yunanistan kökenli müzisyenlerin konserleriyle, ortak sunumları damgasını vuracak.
Şimdiye kadar 50 ülkeden 250’nin üzerinde sanatçının müzik ve danslarını sunduğu, her festivalin sonunda “çok uluslu, çok kültürlü bir grup“ olarak hep birlikte sahneye çıkma şansı bulduğu, hep birlikte Pir Sultan Abdal’ın eseri “Dostum, dostum“u seslendirdikleri festival, tanınmış şarkıcı ve besteci Hasan Yükselir’in her yıl daha da zenginleştirdiği konseptlere dayanıyor.  

Yükselir’in Genel Sanat Yönetmenliği’ni yürüttüğü festival, öncekilerde olduğu gibi Hessen eyaleti Başbakan Yardımcısı ve “Ekonomi, Enerji, Ulaştırma, İmar-İskan Bakanı“ Tarek Al-Wazir (Yeşiller) ile Offenbach Büyük Şehri Belediye Başkanı Dr. Felix Schwenke’nin (SPD) himayesinde. Uzun bir süredir Main nehri kıyısındaki tarihi “Büsing Sarayı“nın ev sahipliğini üstlendiği iki gün sürecek olan etkinlikler, Hessen Bilim ve Sanat Bakanlığı Bakanlığı, Frankfurt RheinMain Bölgesi Kültür Fonu ile Offenbach kentinin tanıtım ve kültürle ilgili dairelerinin, çeşitli özel kurumun destekleriyle gerçekleştiriliyor.
Yönetimini üstlendiği festivalde kendisi de sahneye çıkarak, bizzat Anadolu halk müziğinden türküleri yorumlayacak, başta Nazım Hikmet olmak üzere çağdaş şairlerimizin eserlerinden yaptığı bestelerini seslendirecek olan Yükselir, içine Frankfurt ve Offenbach’ı da alan Rhein Main Bölgesi’ndeki kültür etkinliklerinin bir parçası haline gelen “MainWeltmusik“i şöyle değerlendiriyor:

“UNESCO'nun kültür kavramı ‘en geniş anlamıyla kültür, bir toplumu veya sosyal grubu karakterize eden eşsiz manevi, maddi, entelektüel ve duygusal yönlerin bütünü olarak düşünülebilir‘ demektedir. Sadece sanat ve edebiyatı değil, aynı zamanda yaşam biçimlerini, temel insan haklarını, değer sistemlerini, gelenekleri ve inançları da içerir.  Bu tanımdan yola çıkan ‘Uluslararası MainWeltmusik Festivali‘, kuruluşundan bu yana bu bakış açısının laboratuvarı olmuş ve tüm ülkelerden dans ve müzik gruplarını bir araya getirmiştir. Festival kendisini, dil, din ve milliyet farkı gözetmeksizin dünyanın dört bir yanından gelen üst düzey sanatçılar arasında kültürlerarası alışverişe ve kültürlerarası işbirliğine, dolayısıyla kardeşçe birlikteliğe bir katkı olarak görmektedir.

Mevcut durumu daha iyi bir hale getirmek ancak birlikte mümkün olabilir. Dolayısıyla, bu zor durumda kültürel yaşamı, çeşitliliği ve yaratıcı sanatçıları desteklemeye devam etmek ve sizlerin de desteğiyle festivalimizi Ren-Main bölgesindeki kültürel etkinliklerin sabit bir bileşeni haline getirmek Almanya, Hessen ve tabi ki bizler için de çok önemlidir…“

Festival, Yükselir ve arkadaşları tarafından 1996 yılında kurulan kültür ve sanat derneği "Su Arts“ tarafından düzenleniyor. Dernek adına yapılan açıklama da şöyle:

“Uluslararası ‘MainWeltmusik‘ Festivali, sanat, kültür ve müziğin sonsuz gücü, sınırların aşıldığı, barış, dayanışma ve dostluk şarkılarının söylendiği bir festival. Dil, din ve milliyet ayırımı yapmadan, alanında başarılı sanatçılara kendi kültürlerini tanıtma imkanı sunuyor. Farklı müzik geleneklerinin yarattığı zenginliğin uyandırdığı heyecan ve coşku, toplumumuzun kardeşçe birlikteliğine değerli bir katkı sağlar. Konuşma dilinin aksine, müzik dünyası anlayış için bir engel tanımaz. Sınırları ortadan kaldırır. Dünyanın tek ortak dili müziktir. İki gün boyunca, her gün yaklaşık beş saat sürecek bir müzikal yolculuk: Festivalin ilk günü halkların kardeşliği ve dayanışmasına adanmıştır. Almanya'dan ‘Die
Grenzgänger‘ ve ardından onlarla birlikte, Yunanistan'dan Jannis Karis, Suriye'den Syriab, Polonya'dan Dikanda, Türkiye'den Vural Güler, Hasan Yükselir'in ekibinden oluşan festival orkestrası kendilerine özgü müzik gelenekleriyle sınırların ortadan kalktığı, barış, umut, dayanışma ve uluslararası dostluk şarkılarının söylendiği bir müzik ziyafeti sunacaklar. Derya Türkan ve Sokrates Sinopoulos’un İstanbul'dan Mektup Projesi‘nde geleneksel Türk ve Yunan müziğinin ortak değerlerinin birleşimleriyle İstanbul'da yüzyıllardır birlikte yaşayan Rum ve Türk kültür hazinesini ve müziklerini keşfedecek, Dilek Türkan'ın repertuarlarıyla ruhumuzu dinlendireceğiz. Polonyalı virtüözlerden oluşan Dikanda grubu söyleyecekleri eserlerle yine festivalimize sıra dışı, güzel ve olağanüstü bir atmosfer yaratacaklar.

İkinci gün programımıza 12 ila 20 yaş arasındaki en yetenekli genç müzisyenleri bir araya getirerek oluşturulan ve kendi vokal toplulukları da olan Hessen Eyalet Gençlik Caz Orkestrası ile başlayacağız. Türkiye'den Hasan Yükselir olağanüstü güçlü sesiyle, geleneksel Anadolu müziğinin seçkin örneklerini, klasik-batı formunda ve caz versiyonlarında yorumlarken, Yunanistan’dan Omikron grubu müzikal vizyonuyla rembetikodan, Yunan halk müziğine en güzel eserleri seslendirecek. Daha sonra da Ukrayna ve Kanada müziği üzerine odaklanan Zaitsa grubu, az bilinen ve hatta unutulmuş halk eserlerine yeniden hayat verecekler.

Tüm uluslardan çok sayıda müzikseveri festivalimizde misafir etmeyi heyecanla bekliyoruz. Bu festival, sizin ve bitmeyen hayallerinize- ve onları paylaşanlara- adanmıştır!"

SANATÇILAR

Bu yılki festivale katılacak sanatçılar ve gruplar şöyle:

9 Eylül Cumartesi: Di Grenzgänger (Almanya), Dikanda (Polonya), Letter From İstanbul ve Dilek Türkan (Yunanistan, Türkiye), Syriab (Suriye), Jannis Karis (Almanya’da yaşayan Yunanistan kökenli sanatçı), Vural Güler (Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli sanatçı), Hasan Yükselir (Almanya, Türkiye)

10 Eylül Pazar: Zaitsa (Ukrayna), Omikron (Yunanistan-Almanya), Hessen Gençlik Caz Orkestrası (Almanya), Vural Güler ve Hasan Yükselir

FESTİVAL HAKKINDA NE DEDİLER?
 
AYŞE ASAR: KÜLTÜR BİRARAYA GETİRİR

Özellikle son yıllarda bu etkinliğe büyük destek veren Hessen Bilim ve Sanat Bakanlığı adına Müsteşar Ayşe Asar’ın festivalle ilgili açıklaması özetle şöyle:

“Dünyamız, ancak birlikte çözebileceğimiz çok büyük sorunlarla karşı karşıya. Bunun için barışa ve uluslararası işbirliğine ihtiyacımız var. İşte burada kültür bize çok yardım ediyor. Çünkü insanları biraraya getiriyor. Daha da güzeli MainWeltmusik Festivali dokuzuncu kez bizlere dünyanın çeşitli yerlerinden sanatçıları biraraya getiren bir sahne sunuyor ve müziğin dilinin karşılıklı anlayış için hiçbir engel tanımayarak, farklı kökenlerden gelen, farklı yaşam deneyimleri olan insanları biraraya getiriyor. Kültürün sadece bir boş zaman faaliyeti olmadığını gösteriyor. Kültürel çalışmaların her zaman çok kültürlülüğü ve entegrasyonu destekleyen bir fonksiyonu olmuştur. Hasan Yükselir’in sanatsal yönetimi altında Su Arts Derneği ve ekibi neredeyse olanaksız olan birşeyi başarıyor. Bir festival sahnesinde profesyonel sanatçıların etkileyici sesleriyle gerçek bir  kültürel çeşitliliği yansıtıyor.“

KARİN WOLF: FESTİVAL GELENEKSELLEŞTİ

Uzun süredir festivale kurumsal destek de veren Kültür Fonu‘nun (Kulturfonds Frankfurt RheinMain) Genel Müdürü Karin Wolff’de mesajında festivalin artık “gelenekselleşmiş“ olduğuna işaret ediyor. 1999-2008 yılları arasında Hessen Eyaleti Kültür Bakanı olarak görev yapmış olan Wolff’ün mesajı şöyle:

“Suriye, Yunanistan, Ukrayna, Almanya, Polonya ve elbette Türkiye'den müzik ‘Büsing Sarayı‘nda biraraya geliyor. Hatta bir de bir Yunan-Türk grubunu bile görüp, dinlemek mümkün. İnsanların kafalarındaki sınırları aşan ilk dilin müzik olduğu bir kez daha ortada.

Su Arts Derneği, MainWeltmusik Festivali’yle birlikte farklı müzik tarzlarını ve insanları bir kez daha aynı sahnede buluşturarak izleyiciyi güzel bir etkinlikle memnun etmekle kalmayıp, onların kültürel çeşitliliklere ilgisini ve beğenisini kazanmayı da başarıyor. Eğer bir şey on yıldır mevcutsa ve hatta Büyük Usta Giora Feidmann'ı Offenbach'a çekmeyi başarmışsa, artık gerçekten çok üst düzeyde bir gelenekten söz edebiliriz.“

ULRİKE HATTENDORF: MÜZİK ARACILIĞIYLA KÖPRÜ

Festivali destekleyen kurumlardan Aventis Vakfı’nın Başkanı Ulrike Hattendorf’un açıklaması da özetle şöyle:

“Dünyamızın birçok sorunlarla karşıkarşıya olduğu bir dönemde bu festival, bizlere müzik aracılığıyla dil ve kültür farklarından, ulusal sınırlardan etkilenmeden halklar arasında köprüler kurulabilineceğini hatırlatıyor. Festivalin verdiği mesaj çok açık: Müzikten aldığımız ortak mutluluk bizleri birleştir, harmoni ve karşılıklı anlayış atmosferi yaratır. Rhein Main Bölgesi kültürlerin kaynaştığı bir pota ve MainWeltmusik de bu zenginliğin muhteşem bir parçası. Dil, din ve ulusal özelliklerden bağımsız kendine özgü bir çok kültürlülük platformu sunuyor. Bu uluslararası işbirliği sadece birbirimiz için karşılıklı anlayışı değil saygı ve açık kalpliği güçlendiriyor. Kültürel girişimlere her fırsatta katkı vermeye önem veren Aventis Vakfı olarak bu önemli festivali destekleme şansı bulduğumuz için memnunuz. Bizim eğitim, kültür ve sanat yoluyla ilişkiler kurmayı ve geliştirmeyi hedefleyen ortak vizyonumuz çok etkileyici bir biçimde MainWeltmusik Festivali’yle somutlaşıyor.“

FELİX SCHWENKE: FESTİVAL KENTİMİZE YAKIŞIYOR

Başından beri etkinliğe asıl ev sahipliği yapan Offenbach kentinin Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Felix Schwenke de açıklamasında festivalin kentin çok kültürlülüğüne mükemmel bir biçimde katkıda bulunduğunu vurguluyor. Başkan Schwenke’nin açıklaması özetle şöyle:

Offenbach MainWeltmusik Festivali’yle her zamankinden çok daha ileri düzeyde enternasyonalleşiyor. Yıllardır, hatta kovid pandemisi döneminde bile, halklar arasında daha iyi ilişkiler için sesini yükselten festivalin bu yıl da gerçekleşebilmesi herşeyden önce Hasan Yükselir’in sanatsal yönetimi altında Su Arts Derneği’nin çabalarının sonucu. Ve bu festival şehrimize çok mükemmel bir biçimde yakışıyor. Sadece 160’un üzerinde ulustan insanlardan oluşan nüfusundan dolayı değil, aynı zamanda bu yolla dünyanın çeşitli ülkelerinin kültürel özellikleri ve profillerini  buradaki kent yaşamımızda ‘görünür‘ hale getirdiği için. Bu yılki festival programına yazdığınız ‘Barış, Dayanışa ve Umudun Şarkıları‘ sözlerini ben de kendi açımdan, dünyamızın özellikle bu günlerde bunlara çok ihtiyacı olduğuna işaret ederek vurgulamak istiyorum.“

TAREK AL-WAZİR: GURUR DUYUYORUM

Hessen Eyalet Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Enerji, Ulaştırma ve İskan Bakanı Tarek Al-Wazir’in açıklaması da şöyle:

“Müzik evrenseldir. Ses, meledoi ve ritim bir özel eğitim gerektirmeden ve sezgisel olarak gelişir. Siyasi sınırları ve dil engellerini aşar. Müzik kendisini sürekli farklı insanlara açar ve böylece sürekli yenilenir. Bu da onu farklı kültürlerin buluşması için ideal bir araç haline getirir. Benim memleketim olan Offenbach böylesi bir buluşma için ideal bir yerdir. Burası hem Almanya’da göçmenlerin en yoğun yaşadığı yerlerden biridir, hem de çok canlı bir kültür ortamına sahiptir. Bu nedenle bu yıl da bu festivalin desteklemekten gurur duyuyorum.“