Meğer ‘ip varmış’

Sezona oynadığı 3 maçta 3 galibiyet alarak herkese “sezonun en hazır takımı” illüzyonu veren Galatasaray, geçtiğimiz sezonda olduğu gibi yine krizin içine düştü.

Maçı konuşmak aslında Kasımpaşa’yı ve harika bir gol atan Yusuf’u tebrik etmek dışında abes, özellikle sarı-kırmızılılar açısından. Rangers maçının Galatasaray futbol takımında ve camianın genelinde ufak çaplı bir sarsıntı yaratacağı belliydi. 2017-18 sezonunun başından bugüne kadar geçen dönemde Galatasaray’ın oyun anlamında herkesi memnun ettiği birbirinden çok kopuk dönemler var. Igor Tudor döneminin iç saha maçları, Fatih Terim döneminde geçtiğimiz sezonun 16. ve 23. haftaları arası ve zaman zaman 3-4 hafta süren galibiyet serileri. Burada taraftarları ikna edecek bir oyun planının ve performansın ortaya konmamasının tek sorumlusunu kenar yönetime bağlayamazsınız elbette. Orada teknik direktörlerden bağımsız bir futbol aklının yokluğu (her ne kadar Terim varken bu ihtimalin oldukça az olduğu aşikar olsa da) bir ekolün ya da sürdürülebilir bir yapının oluşmasını engelledi, aynı şeyi Şenol Güneş ve Beşiktaş yaşadı. Beşiktaş, 2 sezon boyunca sürdürdüğü futbolu o kadar fazla Güneş özeline indirgemişti ki (tabii işin içinde mali sorunlar da var) o gittiğinde bir enkaza dönüşmesi sadece 2 sezon sürdü. Bu tabii ki bir ülke sorunu. Oyununu tutturan bunu bir hegemonyaya dönüştüremiyor, tutturamayan da tüm takımı ve hocayı değiştirmede buluyor çareyi.

Futbol seyircisi artık bundan 15-20 hatta 10 yıl önceki seyirci değil. Fatih Terim aslında Galatasaray teknik direktörü olarak görev yaptığı 24 yılda futbolun yaşadığı değişimlere öyle ya da böyle ayak uydurmaya çalıştı ve geçtiğimiz yüzyılda kalmadığını birçok örnekte gösterdi. Fakat futbolu izleyenler ondan daha hızlı değiştiler. Bugün teknik direktör istikrarının sembol ülkelerinden olan İngiltere’de kimse Sir Alex Ferguson’a şampiyonluk için 2 seneden fazla vermeyecektir, zira kendisi 7. sezonunda şampiyonluk yaşayabilmişti. Teknik direktörlük kariyerinin son 12 yılına 8 lig, 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu sığdırmış Guardiola’nın dahi sırtını maddi güce vermiş “balon” bir teknik adam olduğunu söyleyen çok fazla insan var ve bu insanlar etrafımızda, tribünde, sosyal medyadalar, kulüplerin stratejilerini etkiliyorlar. 280 karakterden fazlasını okumaya üşenen bir neslin Fatih Terim’in her sezon başı sabredilmesini istediği ocak ayına kadar sabretmesi mümkün değil. Hem de bunların ilk ikisinde sezon sonu şampiyonluk gelse dahi. Bu tavrın doğruluğu veya yanlışlığı, hatta ülke futbolunun Avrupa’da düştüğü yerde pay sahibi olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu, ancak Terim ondan daha hızlı değişen futbol seyircisini bir türlü memnun edemiyor ve böyle giderse, ya bunun yollarını bulacak ya da üçüncü kez göreve geldiğinde söylediği o hayalin yanından dahi geçemeden görevden ayrılacak.