Vay be! Hain Disney neler etmiş bize! Atatürk dizisi varmış da, Ermeniler istememiş de, Disney de buna karşı duramamış da, diziyi kaldırmış da...

Protesto, boykot...

Amerika’yı protesto ederken dolar yakan, Hollanda protestosunda portakal sıkan, Disney’in adını bile yazamayacak olsa protesto edenleri yine anlarım da koca koca, aklı başında adamlar da başladı Disney aboneliklerini iptal etmeye. Gülüyorum.

The Walt Disney Company 16 Ekim 1923 yılında kuruldu. Bundan tam 13 gün sonra ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oturumuda Mustafa Kemal Atatürk’ün hazırladığı anayasa teklifi kabul edildi ve Türkiye Devleti’nin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirlendi. Disney de dünkü çocuk değil yani, Cumhuriyetim ile yaşıt!  Disney+ ise 12 Eylül 2019’da yayınına başladı. Platformun, Atatürk filmi krizinden çok daha büyük sorunları var uzun süredir. Bu nedenle şirket eski efsane CEO Bob Iger’i tekrar göreve getirdi. Iger çok iyi bir kriz yöneticisi. Disney krizde ve Bob Iger’in önceliği maliyet düşürücü tasarruf tedbirleri uygulamak.

Iger’in geri döndüğünde ilk gördüğü ise global içeriğe çok para harcandığı ve bunun karşılığının alınamadığıydı. Bunun üzerine yeni lokal içerik alımları durduruldu. Bununla da yetinilmedi, mevcut lokal içeriklerin finansal haklarının da ciddi maliyeti olduğu görüldü. Bir çok lokal içerik kaldırıldı.

Yani sadece Atatürk filmi kaldırılmadı. Tüm lokal içerikler kaldırıldı.

Bu, Bob Iger’in kötü yönetilen bir işleyişe müdahale operasyonu ve bir kriz yönetimi.

Ya da unutun şuraya kadar tüm okuduklarınızı! “Yok efendim o öyle değil, Ermeni lobisi istemedi, onun için kaldırdılar Atatürk dizisini” diyor bazıları ya...

Şirket kararıdır, öyle uygun görmüşlerdir, kaldırırlar. Karşı tarafa da elbette protesto hakkı doğar, isteyen iptal eder Disney’i, isteyen Mickey Mouse döver. Ama ne kadar kolay değil mi böyle sahip çıkmak Atatürk’e! Disney uygulamasını televizyonlardan silerek? Bu arada bu işin en mutlusu filmin yapımcısıdır herhalde. Ortalık güzel karışmış, kimse açıklama yapmıyor. Film, para verse yapamayacağı reklamı yaptı. Umarım güzel bir film olmuştur da haketmişlerdir. Peki; Bu ülkede “iki ayyaş” denildi de gıkı çıkmadı bugün Disney’i silenlerin. Hükümetin televizyon kanallarından bağışlar topladılar, sonra o bağışlar yok oldu da “bizi de alet ettiniz, o bağışlar nerede” diye soran olmadı!

Yüz yıllık Cumhuriyet’in meclisinin seçilmiş milletvekili Can Atalay hala cezaevinde mesela. Bununla ilgili bir protesto çok mu zahmetli geldi? Mickey’i kovalamak daha mı kolay Atatürk’e sahip çıkma kılıflarıyla?

Gezi Davası tutuklularından Çiğdem Mater’in bugün doğum günü biliyor musunuz? “İyi ki doğdun Çiğdem” demek iki yüzlü Disney protestonuzdan daha zor olsa gerek! Peki sadece gazetecilik yaptığı için bir kaç gün sonra tekrar cezaevine girecek olan gencecik büyük gazeteci Barış Pehlivan için söyleyeceğiniz bir şey var mı yoksa Disney protestonuzla vicdanınızı rahatlattınız, protesto istiap haddinizi şimdilik doldurdunuz mu? Daha tam huzura ermediyseniz patlatın bir İzmir Marşı aç karnına, hemen geçer.

Elleri kolları bağlı, hatta iktidara göbekten bağlı arkadaşlarımızın bu halleri yine de anlaşılabilir, Ekmek parasıdır. Ama lütfen Atatürk’ü bu kadar kurcalamayın artık. Ayıptır.

***

Manga’yı severek dinlerdim. Severek dinlerdim dediğim de bir tane şarkılarını bile ezbere bilmem, zorlasam yine hatırlamam ama “a bak şu var” falan deseniz “a unutmuşum, bu onlarındı değil mi” derim mesela.

Ferman Akgül, Manga’nın solisti – hala öyle mi bilmiyorum ama öyle galiba – bir süredir tek başına da projeler yapıyor. AKP’nin kadrolu sanatçılarından biri haline gelen Ferman, AKP’li belediyelere işler yapıyor, devlet helikopteriyle Nemrut’a çıkıyor, falan filan. En son yine Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği Türkiye Kültür Yolu Festivalleri kapsamında bu sefer de Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde sahneye çıkmış Ferman, videosunu izledim. Ferman kendi şarkısını böğürüyor, yılların orkestra sanatçıları da arkada acı çekiyorlar. Orkestradan bir arkadaşımla konuşum. Dedi ki “o izlediğin yine en iyi yerlerinden biriydi! Neler çektik bir bilsen!

Bakın; iktidarı değiştiremedik, tamam. Bu aşamada benim iktidardan bir ricam var: Bu işleri madem yapıyorsunuz, bir bilene danışın, gözünüzü seveyim. Yazıktır, günahtır! Bu sanat-sepet işleri de bu kadar kurcalamaya gelmez. Ayıptır!

***

Anlayacağınız her yanımız balçık! Ben Disney dizilerime dönerken hepinize güzel bir hafta dilerim ama maalesef yine güzel olmayacak!