Bir Tıp Fakültesi öğretim üyesi “uluslararası”, “bilimsel” bir dergide sinir sistemiyle ilgili bir hastalığın nedeninin tanrının o kişiye verdiği ödül, ceza ya da uyguladığı bir sınav olabileceğine dair “inancını” yayınlayabilir mi?

Prof. Dr. Hüseyin Çaksen, Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışıyor. Sosyal medyada tartışılan makalesi sinir sistemini tutan Multiple Sklerozis (MS) hastalığı ile ilgili. Çaksen makalesinde kelimesi kelimesine şu ifadeyi kullanmış: “Bilimsel olarak kanıtlayamasak da, bazı MS hastalarında hastalığın temel nedeninin Allah'tan gelen bir ceza, sınav ya da ödül gibi doğaüstü nedenler olduğuna kuvvetle inanıyoruz.”

Anladığım kadarıyla Çaksen, inançlı bir Müslüman. Bu yüzden inandığı tanrının niyet ve eylemlerini bilimsel olarak açıklayabileceğini iddia etmesindeki paradoksu, inandığı dinin uzmanlarına bırakabiliriz. Sanırım bu iddiası nedeniyle ilahiyatçılarla ciddi bir tartışmaya girebilir. Neyse ki artık Şeriat Mahkemeleri yok. Eğer hâlâ olsaydı işi çok zor olabilirdi.

∗∗

Ancak ben, işin bilimsel bilgi, bilimsel araştırma ve yöntem alanıyla ilgili görüş belirtebilirim. Çaksen’in çalıştığı Yüksek Öğretim Kurulu’na (YÖK) bağlı bir devlet üniversitesi olan Necmettin Erbakan Üniversitesi, 5 Ocak tarihinde yaptığı açıklamada konunun çarpıtıldığını ve bilimsel bir dergide yayımlanan bilimsel bir araştırmadaki bilimsel görüşlerin, bilimsel olarak tartışılması gerektiğini belirtmiş. Açıklama şu şekilde:

“Uluslararası indeksli bir dergide editoryal çalışma olarak yayımlanan makalesinde; Multiple Skleroz (MS) hastalığının farklı kültür, coğrafya ve inançlarda algılanma biçimine yönelik ele aldığı ve özellikle sağlık profesyonellerinin bu tarz hasta gruplarını değerlendirirken göz önünde bulundurması gereken hususlara dikkat çekmeyi amaçladığı ifadelerinin, kamuoyunda tartışmalara sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Bilimsel dergilerde bilimsel araştırmaların yayımlanma süreci, dergilerin bağımsız editoryal ve hakem değerlendirmeleri sonucunda ortaya çıkan, araştırmacının kimliğinden ve kurumundan bağımsız olarak yürütülen bir süreçtir. Bilimsel bir makalenin, yine aynı bağımsız süreçlerle her türlü bilimsel eleştiriye açık olduğu bilinen bir gerçektir.”

∗∗

Önce üniversitenin açıklamasındaki dezenformasyona bakalım. Çaksen, makalesinde, hastalıkların farklı kültür ve coğrafyalarda hasta ve hasta yakınlarınca algılanma biçimlerindeki farklar hakkında bilgi vermiyor. Böyle olsaydı, tıbbi bilimsel bilgi ile geleneksel, folklorik, kültürel açıklama modelleri arasındaki farklara dair tıp antropolojisi alanında bir makale olarak görülebilirdi. Çaksen, bu konulara değindikten sonra yukarıda alıntıladığım cümleyi yazmış. Henüz bilimsel olarak kanıtlayamadık ama bazı vakalarda hastalığın nedeni tanrının niyet ve eylemidir, demiş. Demem o ki, kendi dini inancını, “bilimsel bir gerçekmiş” gibi ifade etmiş. Yalnızca bu niyet ve eylemi bile, açıkça bilimin istismarı ve etik ihlal.

∗∗

İkincileyin, üniversite açıklamasında Çaksen’in makalesinin uluslararası hakemli bir bilimsel dergide yayınladığının altını çizmiş. Bir bakalım mı bu uluslararası bilimsel hakemli dergiye! Makalenin yayınlandığı yayın, Journal of Pediatric Neurology, adlı “uluslararası” bir dergi. Çaksen derginin baş editörlüğünü yapmış, şimdiki baş editör ve 6 editörü de Türkiye’den. Dergiyi “Thieme” adlı uluslararası bir şirket yayınlıyor. Şirketin bünyesinde yüzlerce tıp dergisi var. Bu dergiler elektronik ortamda ve makalelerine ücretsiz olarak erişilebiliyor. Dergilerin tümü makaleleri yayınlamak için para alıyor. Yani bilimsel bir makale yazıyor ve dergiye yolluyorsunuz, ücretini ödediğinizde makaleniz “hakem değerlendirmesinden geçirilerek” yayınlanıyor. Çaksen, 2021 ve 2022 yıllarında bu şekilde 18’er bilimsel yayın yapmış, iki yıl içinde 36 yayın! “Makaleler” genellikle hastalıklar ve ölümle ilgili dinsel inançları bilimsel bir dille yazmayla ilgili. Başörtüsü, kız çocuklarını tacizden korur gibi “bilimsel” yazıları var. Bu yayınların çok büyük bölümü “Thieme” bünyesindeki dergilerde ve hepsi para ile yayınlanıyor. Bastırıyorsun parasını bilimsel yayının oluyor. Çaksen’in kaç yayını böyle, bu yayınlar için şirkete kaç lira (tabii dolar olarak) ödedi, editörlük ücreti aldı mı, yayınların hakemlik süreçleri bilimsel mi, yayınlanma parasını üniversite mi ödedi? Ben bu köşe yazısı için bu kadarını araştırdım, istiyorlarsa üniversitesi ya da YÖK bu ayrıntıları araştırsın!

∗∗

Asıl meseleye gelelim. Türkiye’ de bilim ve akıl ölüyor. Belki de öldü bile. Büyük bir hızla bilim dışı, ahlak ve hukuk dışı bir topluluk haline geliyoruz. Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasının “gayet olağan” karşılanması da bu hal ile ilgili. Böyle bir ülkeye faşizm bile gelemez, onun bile bir kuralı olur, hakikiliği vardır zulmederken. Turgut Uyar haksızmış, hâlbuki korkulacak çok şey varmış çünkü artık her şey naylondanmış…