İnanç bireyin yaşama tutunma biçimi. Hepimizin inandığı şeyler var. İnancı başkalarıyla paylaşma isteği kadim bir dürtü. Dayatmak ise nereden bakarsan bak kötü. Çoğu zaman dışarıdan çok saçma görülebilecek şeylere inandığım oluyor. Bazı insanlara inanmak gibi! Toplum için bunun bir önemi yok, riski de yok.

Geçtiğimiz günlerde doğa bilimleriyle ilgilenen bir profesörün depremle ilgili görüşlerine yandaş bir gazeteden “Höst efendi, höst; deprem Allah’tan gelir” diye bir yorum geldi. İnancın kendi içinden bakıldığında normal görülebilir ama bu çıkışı durup dururken neden yaptı bu kişi? Bir doğa olayına dair alınacak önlemlerden bahsedilirken, iktidarın sesi olan bir gazeteden “höst” diye bir ses geliyorsa o ses “inandırıcı” olmak durumunda. Topluma bir şeyleri dayatan kişiler, toplumun aklına, mantığına, bilimsel gerçeklere ters düşemezler. Düşerlerse gerçekler peşlerinden gelir ve sorar.

Ey bin yüzlü kristaller. İnsan binlerce yıl önce ırmakların taşma zamanını fark etti de takvimler yarattı. Rüzgârı fırtınayı bildi de evler yarattı. Şimdi siz neden taşacak bir ırmağın dibine gidip oturmazsınız?

Şatafata yüz sürenler. Madem öyle son model arabalarınızla giderken neden emniyet kemeri takarsınız?

Ey paraya iman edenler. Büyükleriniz ve sizler neden salgından korunmak için maske takarsınız? Neden korumalarınız kimseyi yanınıza yaklaştırmaz da metrelerce uzaktan ahaliye bakarsınız? Mesafeli olmak gerek ya, bu bilgiye nereden ulaştınız? Eceliniz geldiyse yapacak ne var, cüzi iradenizi neden kullanırsınız?

Her şeyi hesaplayıp önlemlerinizi alırsınız, kendinizi ve ailenizi pek de güzel korursunuz. Tabii ki koruyacaksınız sizler de birer cansınız. İyi de iş halk çocuklarını depremden korumaya geldiğinde mi bir şeylerin altına saklanırsınız? Nasıl bir imandır ki bu, sadece kendi nimetlerinizi korumak için sığınırsınız?

Artık kimseyi kandıramasınız. Ekonominizi bir nebze olsun çevirmek için inşaata ihtiyacınız var. O inşaatların satılabilmesi için ucuza mal edilmeye ihtiyacı var. Çarkınızı döndürmek için müteahhitlerden gelecek rüşvete ihtiyacınız var. Yurtdışındaki kasalarınızın dolmaya ihtiyacı var. Sorgulayacak insanların susmasına ihtiyacınız var. Varlığınızı olmayandan saklayacak bir körlüğe ihtiyacınız var.

Herkesin imanı var da sizinkiler çek defterlerinizdeki sayfalar bitesiye kadar.