En üst düzey yöneticilerinin açıklamalarına bakılırsa bir iç savaşın eşiğinden dönen Rusya’daki son gelişmeler nedeniyle özel askeri birlik Wagner, uluslararası gündemin en başına yerleşti. Batı medyası son aylarda, yani birkaç gün önceki kısa süreli isyandan önce de Wagner hakkında öylesine yoğun yayın yaptı ki savaşta paralı askerlerden yararlanan tek ülkenin Rusya olduğu gibi tek taraflı bir bilgi kirlenmesiyle karşı karşıyayız.

Ukrayna’dan önce Suriye’de ve Afrika’nın çeşitli kriz bölgelerinde faaliyet gösteren Wagner’in bünyesindeki paralı askerlerin bu savaşta en az Rus düzenli ordusu kadar, muhtemelen de çok daha fazlasıyla insanlığa karşı suçların failleri olduklarına kuşku yok. Aslında böylesine paramiliter birliklerin kurulması ve paralı askerlik, Rusya yasalarına aykırı. Ancak savaşla ilgili haberlere bakılırsa bünyesindeki askerlerin bir bölümü Rusya hapishanelerindeki cezaları bitmeden serbest bırakılmış olan mahkûmlardan oluşan Wagner, Ukrayna’ya karşı savaşta Rus Genelkurmayı’nın hizmetinde savaşan tek özel askeri birlik değil. Rusya‘daki varlıkları yasal olmadığı için şirket olarak başka ülkelerde kurulmuş olan en az dört (Redut, Don Tugayı, Patriot, Konvoy) özel askeri birliğin bu savaşa aktif olarak katıldığı ileri sürülüyor.

TEK DEĞİL

Ancak uluslararası çatışmaların ve krizlerin ya da başka ülkelere askeri müdahalelerin tarihini hatırlayacak olursak, özel şirket olarak kurulmuş askeri birliklerin açıktan ya da kamufle edilerek sıcak çatışmalarda kullanılması, sadece Ruslara özgü bir şey değil. Özellikle ABD’de kurulmuş olan ve Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya, Afrika’dan Güney Asya’ya birçok kriz bölgesinde doğrudan askeri çatışmaların bir tarafında yer alan ya da güvenlik, yakın koruma, danışmanlık, gardiyanlık, eğitim vs. gibi görev tanımlarıyla yabancı ülkelerde çalıştırılan paralı askerlerin karanlık faaliyetleriyle ilgili hiçbir zaman tam olarak aydınlatılamayan skandal haberlerinin mürekkebi henüz kurumadı.

Hatırlanacaktır bunlar içinde Irak’taki cezaevlerinde ve esir kamplarındaki insanlık dışı işkenceleriyle tanınan “Blackwater“ şirketi en bilineniydi. Aradan geçen yıllarda defalarca isim değiştirerek belki karanlık geçmişini unutturmaya çalışan şirket şimdilerde “Academi“ altında faaliyetlerini sürdürüyor. ABD, uluslararası alanda faaliyet gösteren en fazla askeri şirkete sahip ülke ama başka ülkeler de var. Son yıllarda Türkiye de bu ülkeler arasında yer alıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’nin Wagner“i olarak tanımladığı paramiliter şirket SADAT‘ın (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) uluslararası bir aktör olarak devrede olduğu biliniyor. 2012 yılında kurulduğu açıklanan SADAT’ı anlamak için şirketin internet sayfasındaki açıklamalara bakmak yeterli: “SADAT, uluslararası savunma alanında danışmanlık, askeri eğitim ve lojistik hizmetleri veren ilk ve tek Türk özel askeri şirketidir. SADAT Savunma Emekli Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ başkanlığında, Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin çeşitli birliklerinden emekli olan 23 subay ve astsubay tarafından kurulmuştur. SADAT Savunma, silahlı kuvvetler ve polis teşkilatlarının ihtiyaç duyabileceği her türlü hizmeti A’dan Z’ye sunma imkan ve kabiliyetine sahiptir.“

İnternet taraması sonucu karşımıza çıkan diğer ülkelerde kurulmuş olan paralı asker şirketlerinden bazıları da şöyle:

Almanya (Asgaard), Kanada (GardaWorld), Lübnan (Secure Plus), Polonya (European Security Academy - EUSECA), Güney Afrika (Executive Outcomes), Birleşik Krallık (Aegis Defence Services, ArmorGroup, Centurion Risk Assessment Services, Global Strategies Group, Sandline International), ABD (ilk önce Blackwater Worldwide adıyla kurulan Academi, CACI, Constellis, DynCorp, Engility, ICI of Oregon, Triple Canopy)… Uluslararası şirketler (Defion Internacional, Strategic Resources Group, Unity Resources Group). Ukrayna’nın da savaşta dünyanın çeşitli ülkelerinden paralı askerleri silah altına aldığı da biliniyor.

SORUMLULUKTAN KAÇMAK

Savaş söz konusu olduğunda disiplinli düzenli ordular da uluslararası hukuku çiğniyor, insanlığa karşı suçlar işliyor. Ancak bu suçların bir bölümünün ortaya çıkarılması, sorumlulardan hesap sorulması da söz konusu olabiliyor. Bu işi sadece para için yapan şirketlerin elemanı olarak faaliyet gösteren bu paramiliter örgütlerin -ki bu örgütler bünyesindeki paralı askerlerin çoğunun aşırı sağcılardan oluştuğu da biliniyor- faaliyetlerini takip etmek ise neredeyse imkânsız.

Örneğin geçmişte Somali’de, Nijerya’da ve Irak’ta faaliyet gösterdiğine dair haberler çıkan Alman özel askeri şirketi Asgaard bunlardan biri. Bir dönem bünyesinde sadece eski asker ya da polisleri değil, aktif görevi devam edenleri de çalıştırdığı ortaya çıkan şirketin yöneticilerinin Alman neo-Nazi çevrelerle bağlantıları olduğu ileri sürülüyor. Ancak bu suçlamayla açılan soruşturmalardan ise şimdiye kadar bir sonuç çıkmadı…