Kadıköy’de düello zamanı… Bir tarafta tarihinin en kötü sezonunu geçiren Fenerbahçe, öbür yanda beş haftadır kazanan Trabzonspor… Birisi düşme hattından uzaklaşmak, diğeri ise Avrupa aşkına galibiyet kovalıyor. Evinde 14 yıldır büyük maç kaybetmeyen sarı-lacivertliler taraftarının önünde seriyi sürdürmek, İstanbul’da üç puanı unutan bordo-mavililer ise şeytanın bacağını kırmak istiyor. Santra öncesinde talebelerinden reaksiyon bekleyen Ersun Yanal, […]

Son nefeste beraberlik!

Kadıköy’de düello zamanı… Bir tarafta tarihinin en kötü sezonunu geçiren Fenerbahçe, öbür yanda beş haftadır kazanan Trabzonspor… Birisi düşme hattından uzaklaşmak, diğeri ise Avrupa aşkına galibiyet kovalıyor. Evinde 14 yıldır büyük maç kaybetmeyen sarı-lacivertliler taraftarının önünde seriyi sürdürmek, İstanbul’da üç puanı unutan bordo-mavililer ise şeytanın bacağını kırmak istiyor.

Santra öncesinde talebelerinden reaksiyon bekleyen Ersun Yanal, sakat ve cezalılar nedeniyle değişik bir kadroyu çimlere atmış. Serdar’ın yerine Sadık savunmanın göbeğinde yerini almış. Mehmet Ekici’nin yokluğunda Jailson, orta sahada Mehmet Topal’ın yanında dikkat çekiyor. Tecrübeli çalıştırıcı son zamanlarda pek oynatmadığı Zajc ile Ayew’le başlıyor. Kulübedeki Valbueana’nın duruma göre girmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Transfer tahtasının kapalı olmasını Ünal Karaman’ın yönetiminde fırsata çeviren deplasman ekibi, son haftalarda müthiş bir grafik yakalamış durumda. Orta sahada Sosa gibi bir maestroya katılan iki Abdülkadir’le Yusuf, ülke futbolunun geleceği için de ümit veriyor. Kanatta 10 gol, 7 asistlik müthiş bir istatistik yakalayan Nwakaeme ile bu sezon 14 defa ağları sarsan Rodallega, Karaman’ın en güvendiği isimler olsa gerek…

Fırtına gibi başlayan Trabzonspor, 11’de gole yaklaşıyordu. Rodallega’nın Skrtel’den seken şutu direkte patlamıştı. Ligin en çok direk döven ekibi yine şanssızdı. 16’da yine organize gelen Karadeniz ekibi öndeydi. Abdülkadir Ömür nefis bırakmış, Yusuf şık bitirmişti. Golden sonra bordo-mavililer geriye çekilmiş, topu rakibine teslim etmişti. Kanarya bir türlü üretemezken, yarı sonunda taraftarlar devreye giriyordu. Sanki skora onlar futbolculardan daha çok isyan ediyor gibiydi. Bu ahvalde ikinci 45 dakika her şeye gebeydi…

İkinci yarıda da taraflar bıraktığı yerden başlamış gibiydi. Ev sahibi isteğini pozisyona dönüştüremiyordu. 56’da beklendiği gibi Zajc’ın yerine Valbuena oyundaydı. 61’de bu sefer Trabzonspor şanslıydı. Valbuena’nın şutu direkten dönmüştü. Fransız yıldız takımına hayat vermişti.

71’de Sadık ikinci sarıdan kızarıyordu. 76’da Valbuena’nın ortasına Mehmet Topal kötü vuruyordu. Son bölümde Kanarya bastırıyor, uzaktan şutlarla Uğurcan’ı avlamaya çalışıyordu. 90’da yine Fransız yıldız getirmiş; Uğurcan ile karşı karşıya kalan Dirar çerçeveyi bulamamıştı. Uzatmaların 6. dakikasında Valbuea’nın ortasında top ağlarla buluşunca ev sahibi puanı son saniyede kurtarmıştı.

Fenerbahçe evinde yenilmeme geleneğini sürdürdü. Valbuena sonrası takımın performansı ortada. Trabzonspor derseniz gelecek için hakikaten heyecan veriyor. Harika oynadılar ama son anlarda tecrübe eksikliği dikkat çekti. Olsun; bu futbolcular harika gidiyor; üzerlerine titremek gerekiyor!