Başakşehir son dakikaları büyük bir heyecana sahne olan maçta Sevilla ile 2-2 berabere kaldı ve Şampiyonlar Ligi'ne veda etti. Turuncu-lacivertliler yoluna Avrupa Ligi'nde devam edecek

Tren son anda kaçtı

Endülüs'te Şampiyonlar Ligi arifesinde son raks... İstanbul'dan avantajla dönen Sevilla, Medipol Başakşehir'i ağırlıyor. Her ne kadar tur Kaf Dağı'nın ardında görülse de çıkmadık candan umut kesilmiyor. Devler arenasına bilet veren formül basit de yapması zor. Senaryolara girmeye şimdi qerek yok, tur için gereken gol birden çok!

Akılda Yahya Kemal'in muhteşem şiiri, önümde kadrolar... Fatih Terim Stadyumu'nda mücadeleye başlayan 21 isim sahada. İki seremoni arasındaki tek fark, Eduardo Berizzo'nun geçen hafta sonradan çimlere sürdüğü Jesus Navas. Başakşehir tahmin ettiğimiz gibi de bu satırların yazarı İspanyol ekibinde daha fazla değişiklik bekliyordu, yalan yok. Eski Fenerbahçeli Kjaer yine kulübede görev bekliyor.

Fenerbahçe'nin yıllar önce devler arenasında unutulmaz bir zafere imza attığı yerde bakalım Abdullah Avcı'nın talebeleri zoru başarıp tarih yazabilecek mi?

Sıcak bir Endülüs akşamında hızlı başlayan ev sahibiydi. Önce Correa, ardından Ben Yedder tehlike yaratmıştı. İlk dakikalar öyle geçmişti ki sanki iki farkla kazanması gereken rakipti. Mercado'nun direkte patlayan şutunu müteakip oyunu dengeleyen Başakşehir, 17'de öne geçiyordu. Caiçara'nın 'al da at' dediği Elia affetmemiş; umutları yeşertmişti!

Bu golden sonra iki taraf da biraz frene basıyordu. Rakip takımdaki futbolcuların endişesi hissedilebiliyordu. İlk yarı her şey temsilcimizin istediği gibi gitmişti. Ayağa sürekli oynamak Sevilla'yı şaşırtmıştı. Bu maç için adeta Karabük'te üç puanı feda eden Abdullah Avcı dersine müthiş çalışmıştı. Adebayor tek kelimeyle harikaydı.

İkinci 45 dakika belli ki çok şeylere gebeydi...

Soyunma odasından yine iştahlı gelen ev sahibiydi. O baskı 52'de sonuç vermişti. Navas'ın adrese teslim ortasını Escudero tamamlamıştı. İlk maçta sol ayağıyla fileleri bulan İspanyol bek bu sefer kafasını kullanmıştı.

Aslında değişen bir şey yoktu, uzatmakta için bir gol gerekiyordu. 60'tan sonra Sevilla dalga dalga geliyor; sürekli pozisyona giriyordu. Correa Caiçara'nın kanadını dantel gibi işliyordu. 75'te İspanyol ekibi öne geçmişti. Correa'nın yerine giren Nolito halı sahada gibi getirmiş, Ben Yedder iyi bitirmişti.

Maç bitti diyenler yanılıyordu. Başakşehir'in söyleyecek daha sözü vardı. Dakikalar 85'i gösterirken, Visca skoru eşitliyordu. 90'da Emre'nin frikiği direkte patlıyordu. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Şampiyonlar Ligi biletini Endülüslüler kapmıştı.

Birkaç santimle devler arenasını kaçıran Abdullah Avcı'nın öğrencilerine helal olsun! Avrupa Ligi'ni defalarca kazanan, buraları sürekli oynayan Sevilla'nın dizleri bu kadar titredi ki ya... 37 yaşında takımını harika yöneten Emre'ye de Kocaman bir alkış. Yabancı tartışmalarının gölgesinde gençlere öyle bir örnek oluyor ki...