Sadece Türkiye’den değil, tüm dünyadan hekimlerin taleplerinin tersine bir mahkeme kararı çıktı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla görevden alındı. TTB ve tabip odalarına değişik zamanlarda görevden alma davaları açılmıştı ama ilk kez böyle sonuçlandı. İddia TTB Merkez Konseyi’nin amaçları dışında faaliyet göstermesi. Mahkeme buna gerekçe olarak TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın izlediği görüntüler üzerinden kimyasal silah kullanımı hakkındaki açıklamasını gösterdi. Aynı açıklama nedeniyle kendisi iki buçuk ay tutuklu kalmış ve iki yıl sekiz ay 15 gün hapis cezası alarak tahliye edilmişti. Dava istinaf mahkemesinde sürüyor.

Açıklamanın amaç dışı olup olmaması bir yana, Mahkeme Prof. Dr. Fincancı’nın kişisel açıklaması olmasını, kendisinin adli tıp hocası oluşunu, yapılanın bir Merkez Konseyi faaliyeti olmamasını dikkate almadan 11 Konsey üyesinin tamamını görevden aldı. Hukukçular kararı doğru bulmuyor ve istinafta bozulması gerektiğini belirtiyor.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Mahkeme görevden alınan Merkez Konseyi üyelerinin yerine yasa gereği beş delegeyi, Konya, Erzurum, Malatya, Denizli ve Samsun Tabip Odası Başkanlarını görevlendirdi. Bu beş kişinin temel işlevi bir ay içinde TTB Merkez Konseyi seçimini yapmak olacak. Kararın istinafa taşınacağı biliniyor, bu süreçte işleyişin nasıl olacağı konusunda farklı görüşler var. Bu yazı kaleme alınana kadar mahkemenin buna açıklık getirmesi beklenen gerekçeli kararı henüz yayımlanmadı.

Tablo gerek TTB gerekse onun temsil ettiği Türkiye’deki 205 bin hekim açısından çok can sıkıcıdır. Daha fazlası var. TTB herkesin hak ettiği sağlık hizmetini en nitelikli biçimde almasının, hekimliğin doğru uygulanmasının güvencesidir. Yine TTB Türkiye’deki emek, barış, demokrasi, yaşanabilir bir ülke mücadelesinin önemli parçasıdır. TTB’nin zarara uğraması Türkiye’nin zarara uğramasıdır. TTB’nin çağdaş, bağımsız bir hekim örgütü olması bu ülkede yaşayan herkes için, sadece insanlar değil, ağacından kurduna kuşuna tüm canlılar için yaşamsaldır. TTB tarihi boyunca aldığı her türlü iktidar odağından bağımsız, bilimden yana tutumuyla tüm dünyada örnek gösterilen tabip birliklerindendir. Türkiye’nin en sıkıntılı dönemlerinde hep doğru yerde durmaya özen göstermiş, bu özelliği ile de sıklıkla siyasi iktidarların hedefi olmuştur. Mevcut siyasal iktidar ve ortakları da TTB’yi her fırsatta etkisizleştirmenin, itibarsızlaştırmanın yollarını aramıştır. Son bir yılda yaşananlara, iktidar cenahından ve yandaş medya organlarından yapılan açıklamalara ve son olarak çıkan mahkeme kararına bakınca Prof. Dr. Fincancı’nın açıklamasının bir fırsata dönüştürüldüğü anlaşılabiliyor.

Türkiye’nin mevcut siyasal yapısına, hukukun durumuna bakılınca bu tabloda şaşılacak bir şey olmadığını söyleyebilirsiniz. Haklısınız, ancak konu ciddidir. Hekimlerin, sağlık emekçilerinin, emekten ve yaşamdan yana herkesin itiraz edip çözümüne katkıda bulunması gereken bir durum ile karşı karşıyayız.

TTB BÜYÜK KONGRESİ HEMEN TOPLANMALIDIR

Burada temel mevzu hekimlerin temsil değeri en yüksek kurumuna yönelen siyasi müdahaledir. Hekimler siyasal iktidarın güdümünde, Sağlık Bakanlığı’nın bürosuna dönüşen bir TTB’yi kabul etmezler. O halde yapılması gereken istinaf süreçlerinden bağımsız olarak, her durumda TTB Büyük Kongresi’ni toplamak ve olabilecek en geniş hekim birlikteliği ile mücadele etmektir.

Görevlendirilen beş kişilik heyet yasada tanımlandığı biçimde bir ay içinde Büyük Kongre’yi toplamalıdır. Görevden alma konusunda istinafın beklenmesi yönünde karar olursa, hatta gerekçeli kararı bile beklemeden Merkez Konseyi hemen olağanüstü Büyük Kongre kararı almalı ve hekimlerin sürece etkin katılımının önünü açmalıdır.

Seçilecek yeni Merkez Konseyi hekimlerin öz örgütlenmesi olan 65 tabip odası ve 74 uzmanlık derneğinin mümkün olan en kapsayıcı temsiliyeti ile oluşmalıdır. Bir öneri, üye sayısı en fazla olan 11 tabip odası başkanından oluşacak bir merkez konseyinin bu “fevkalade” dönemin en az hasarla geçirilmesini sağlamalıdır. Bunun da ötesinde, hekimler iyi hekimlik ve sağlık hakkı mücadelesinin bundan sonraki yol ve yöntemini serinkanlı biçimde belirlemelidir.

Biliyoruz, TTB hekimlerin en büyük örgütü ve mücadelelerinin öncüsü olmaya devam edecektir.