Varsın gitsinler mi?
Hekimler de dahil olmak üzere sağlık meslek profesyonellerinin uluslararası göçü tüm dünyada üzerinde çalışılan bir konu. Bu göç nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde yetişmiş insan gücü ve kaynak kaybı ortaya çıkıyor, global sağlık sorunlarının çözümü zorlaşıyor. Zengin ülkelerse hazır yetişmiş nitelikli insan gücünü hiçbir maliyete katlanmadan kullanabiliyor. Türkiye’den de hekimlerin göçü dikkat çekiyor. Konu bu kadar önemliyken bizde ele alınış biçimi çok acayip. Sorun var mı? Ya da “varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, bunlarla beraber bu yola devam ederiz.” diyerek hafife alınacak, Sağlık Bakanı’nın TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda ülkeden ayrılan hekimleri para işaretiyle damgalamasıyla çözülecek gibi mi? Dünyada hiçbir ciddi kurum meseleyi böyle ele almıyor. Bir bakalım.
ULUSLARARASI KURUMLARIN ÇABALARI
Çalışmalara göre hekimler en çok gelir yetersizliği, kötü çalışma koşulları ve mesleki kariyerlerinin önündeki engeller nedeniyle göç ediyor. Türkiye’den hekim göçünde bu faktörlerin yanına sağlıkta şiddet, otoriterleşme ve kendileri ile çocuklarının geleceğine yönelik kaygılar ekleniyor. Konu 1960’lı yıllardan bu yana uluslararası kurumların gündeminde. Son olarak COVID-19 pandemisi sıkıntıyı daha da büyütmüş durumda. Dünya Sağlık Asamblesi (DSA) 2004 yılındaki toplantısında “Sağlık personelinin uluslararası göçü: Gelişmekte olan ülkelerin sağlık sistemi için bir zorluk” başlıklı tutum belgesini yayımladı. Gelişmekte olan ülkelerin bu konudan zarar görmemesi için stratejiler geliştirilmesi, sağlık insan gücü planlamasının doğru yapılması, sağlık çalışanlarının kendi ülkelerindeki çalışma koşulları ve haklarının iyileştirilmesi, ülkeler arasında değişim anlaşmaları ile iş birliği geliştirilmesi önerileri getirildi. Birleşmiş Milletler’in girişimiyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sağlık meslek profesyonellerinin uluslararası hareketliliği konusunda çalışmak üzere ortak platform kurdu. Platform 2017-2021 arasındaki çalışmalarını rapor halinde DSA toplantısında sundu. Sorunların gelişmekte olan ülkeler aleyhine devam ettiği, yeterli veri akışının sağlanmadığı vurgulandı.
Dünya Tabipler Birliği (DTB) de 2003 yılında yayımladığı Sağlık Çalışanlarının Uluslararası Göçü Üzerine Etik Kılavuz’da hekim ve sağlık insan gücü planlamasında yapılan yanlışlara ve bu meslekleri seçenlerin yaşadıkları zorluklara dikkat çekti. DTB her ülkenin sağlık insan gücü planlamasını doğru yapmasını, kendi hekimlerini ülkesinde tutabilmek için gerekli destekleri sağlamasını, dışarıdan hekim getirerek sorunu çözmeye çalışmamasını, hekimlerin kendilerini geliştirmek için başka ülkelere gitmesinin önüne engeller konulmamasını, göçmen hekimlerin ayrımcılığa maruz kalmamasını önerdi. Bizde olan biten ise hep bunun tersi yönde oldu.
TÜRKİYE’DEN GİDEN KAÇ HEKİM VAR?
Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın veri sunmaması nedeniyle elimizde gerçek sayılar yok. TTB hekimlerin aldığı “iyi hal belgesi” sayısını düzenli olarak yayımlıyor. Buna göre özellikle son üç yılda büyük artış var. Belge alan hekimlerin kaçının yurt dışına yerleştiğini bilemesek de artış dikkat çekici. 2012 yılında 59 hekim iyi hal belgesi alırken bu sayı 2023’de 3 bin 25 oldu, artış 60 kat. Önemli bir değişiklik; yurt dışına giden hekimler önceden eğitim alıp dönerken şimdi kalıcı olarak gidiyor. Sadece tıpta değil tüm alanlarda bu eğilim artıyor.
Önemli sayılabilecek bir veri kaynağı ülkelerin DSÖ’ye bildirdikleri göçmen hekim sayıları. Bu DSA’nın 2010 yılı toplantısında karar altına aldığı “Sağlık Personelinin Uluslararası İşe Alımına İlişkin DSÖ Küresel Uygulama Kuralları” gereğince bir zorunluluk. DSÖ raporları incelendiğinde Türkiye’nin göçmen hekimler konusunda verileri doldurmadığı görülüyor. Ancak, örneğin Almanya’nın ilettiği verilere göre 2021 yılı için ülkedeki 274 bin 499 hekimin 44 bin 514’ü (yüzde 16,2) göçmenlerden oluşuyor. Türkiye’den 2015 yılında 728, 2016 yılında 763, 2017 yılında 860, 2018 yılında 986 hekimin Almanya’ya göç ettiğini öğreniyoruz. Sonraki yıllarda bu sayının arttığını gözlemlesek de henüz açıklanmamış durumda.
Sağlık Bakanı iyi hal belgesi alan hekimlerin üçte birinin yurt dışına gittiğini, 2022 yılında yurt dışına giden 450 hekimden 55’inin geri döndüğünü açıkladı. 2022 yılında TTB’den alınan iyi hal belgesi sayısı 2 bin 685 olduğuna göre bu sayılardaki tutarsızlık dikkat çekiyor. Böylesine önemli konularda şeffaflık olmaması sıkıntıyı artırıyor, yöneticilere olan güveni sarsıyor.
Sorunları halının altına süpürmek, “varsın gitsinler” demek bizi sağlıklı yapmıyor. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ülkemizde kalmasının sağlanabilmesi için doğru insan gücü planlaması, iyileştirilmiş çalışma koşulları ve özlük hakları, doğru sağlık sitemi, demokratik, laik ve barış içinde bir ülke için mücadele etmemiz gerekiyor.