Dünyanın en güzel şehirlerinden St. Petersburg’da rövanş zamanı… Bir tarafta Zenit, öbür köşede Fenerbahçe… Ligde kâbus, Avrupa’da rüya gören sarı-lacivertliler, İstanbul’dan taşıdığı avantajı korumayı hedefliyor. Atılacak bir gol sanki son 16’yı müjdeliyor… İki ay maç yapmamış rakibi karşısında bir devre çok iyi görünmüştü Kanarya. Harun’un kurtardığı penaltı, şüphesiz Kadıköy’deki randevunun kırılma anıydı. Kritik virajda Ersun […]

Tutunacak dalı kalmadı

Dünyanın en güzel şehirlerinden St. Petersburg’da rövanş zamanı… Bir tarafta Zenit, öbür köşede Fenerbahçe… Ligde kâbus, Avrupa’da rüya gören sarı-lacivertliler, İstanbul’dan taşıdığı avantajı korumayı hedefliyor. Atılacak bir gol sanki son 16’yı müjdeliyor…

İki ay maç yapmamış rakibi karşısında bir devre çok iyi görünmüştü Kanarya. Harun’un kurtardığı penaltı, şüphesiz Kadıköy’deki randevunun kırılma anıydı. Kritik virajda Ersun Yanal, Ayew’i en uca atmış gözüküyor. Deneyimli oyuncunun bir yanına Moses, öbür tarafına Alper atılmış. Hocanın kafasındaki plan belli sanki; orta sahadaki Jailson- Mehmet Topal- Elif üçlüsü oyunu tutacak, ilerideki trio işi bitirecek. Bakalım evdeki hesap çarşıya uyacak mı…

Buz gibi bir havada, şahane bir zeminde başladı karşılaşma. Daha dakikalar 4’ü gösteriyordu ki ev sahibi öndeydi. Ceza sahasında Azmoun’ın bulduğu demarke pozisyondaki Ozdoev ağları kolay bulmuştu. Pozisyonda Fenerbahçe savunmasının yerleşimi içler acısıydı. İşte şimdi eşleşmede her şey eşitti!

Rus ekibinin ilk yarım saatte nerdeyse her gelişi sıkıntı yaratırken, temsilcimiz bir türlü bu ataklara çare bulamıyordu. Sarı-lacivertliler tam oyunu biraz dengeliyor derken fark ikiydi. Sol kanattan Driussi’nin ortasını Azmoun tamamlamıştı. Artık tur için Kanarya’ya gol geliyordu. Onun için çok da beklemiyorduk. 43’te Mehmet Topal ceza sahasının dışından soluyla şiir yazmıştı. Uzatmalarda Harun’un kurtardığı top, Fenerbahçe’nin soyunma odasına istediği sonuçla gitmesini sağlamıştı.

Bir şey kesindi; ikinci yarı her şeye gebeydi…

Alper’in yerine Tolgay’la başlıyordu Yanal devreye. Deneyimli hoca belli ki topa sahip olmayı hedefliyordu. Onun girişiyle birlikte takımda bir şeyler değişmiş, Fenerbahçe birkaç dakika meşin yuvarlağı rakibine göstermemişti. Dizginler temsilcimizin elinde gibiydi…

68’de Ayew’in saçma geri pası akıl alır gibi değildi. Mak’ın vuruşuna hayır diyen Harun, takımını bir kez daha ipten almıştı. 76’da Azmoun farkı yine ikiye çıkarmıştı. Önce Moses kaptırmış, ardından günün iyilerinden Mehmet Topal en kritik yerde topu ceza sahasında rakibinin önüne bırakmıştı. Bir çuval incir adeta berbat edilmişti.

Kalan dakikalarda başka gol olmuyor, Kanarya Avrupa defterini buruk bir şekilde kapatıyordu. Slimani son dakikalarda yine saç baş yoldurtmuştu.

Fenerbahçe kötü başladığı maçta tam istediğini alacak derken, saçma bir gole teslim oldu. Mehmet Topal’ın kariyer golü bir tarafa, Tolgay girdikten sonra takım adeta kanatlandı. Yanal’ın bu sezon kadro yaparken artık ilk onu yazması lazım; pazartesi derbiden başlayarak!