Kanarya'nın yüksek uçuşu
AA

Dolmabahçe’de derbi akşamı… Bir tarafta sezonun şimdilik hayal kırıklığı Beşiktaş, diğer yanda şampiyonluk kovalayan Fenerbahçe… Futbol kâğıt üstünde oynansa, sonuç belli. Fakat derbilerin bilinmezliği bu oyuna gönül veren milyonları heyecanlandıradursun, nefesler tutulmuş, Atilla Karaoğlan’ın ilk düdüğü bekleniyor.

Çok eksik bir kadroyla ezeli rakibini ağırlayacak Kartal’da yeni yönetimin coşkusu yaşanıyor. Başkanlık koltuğuna oturan Hasan Arat, camianın bir kısmına büyük umut verirken, geleceğin neler getireceği papatya falı baktırıyor. Kısa vadede alınacak sonuçlar, herkese nefes aldıracağa benziyor. Bu kritik maçta Rıza Çalımbay, Aboubakar’ı yedek başlatıyor. Savunmadaki Onur-Amartey-Bailly-Umut dörtlüsü pek güven vermiyor. Rıza Çalımbay, orta sahaya sertlik katmak amacıyla Necip’i ön liberoya yerleştirmiş durumda. Gedson’la Oxlade-Chamberlain ikilisinin enerjisi tabela için hayati gözüküyor. Bakalım taraftarının desteği siyah-beyazlıları ne kadar itebilecek?

Sarı-lacivertlilerde Djiko heyecanı var. Sakatlıktan dönen stoperin formasına kavuşması sarıyla laciverte gönül veren milyonları umutlandırmış durumda. Onun Becao’yla oluşturduğu savunma tandemi ve önlerindeki Fred’den oluşan Kanarya’nın omurgası yenilmezken, üçünün yokluğunda alınan kötü sonuçlar camiayı endişelendirdi. Ana planından çok vazgeçmeyen İsmail Kartal eleştirilirken, eksiklerin dönmesiyle takımın göstereceği performans taraflı tarafsız herkes tarafından bekleniyor. Deneyimli hoca İsmail yerine Crespo’yu tercih etmiş. Derbiden alınacak kötü bir sonuç, Kartal üzerindeki baskıyı artırabilir. Bakalım Fenerbahçe, yaklaşık 1800 taraftarının önünde kazanıp liderliğe yükselecek mi?

Karşılıklı kafa vuruşlarıyla başladı kapışma. Bir kalede Gedson, diğerinde Dzeko gole yaklaşıyordu. 10’da Kanarya öndeydi. Ceza sahasında bomboş unutulan Tadiç, Dzeko’ya “al da at” demişti. Beşiktaş’ın santra öncesi acaba dedirten savunması pozisyonda uyumuştu.

21’de Djiku’dan topu kapan Cenk, Samet’in müdahalesiyle yerde kalıyor, hakem penaltı diyordu. Arka arkaya kartlar yağıyor; Ox eşitliği sağlıyordu. 37’de yine Fenerbahçe, Beşiktaş’ın sağından geliyor; İrfan Can’ın şutu direkte patlıyordu.

İlk yarının sonlarında sakatlanan Gedson’un yerine Salih oyundaydı. Hemen akabinde Fred iyi vursa, tabela değişecekti. Fenerbahçe’nin her akını neredeyse tehlike yaratırken, Beşiktaş savunamıyordu. Uzatmalarda Umut Meraş da sakatlanırken, ev sahibinin gerek yaptığı antrenmanlar gerek sağlık heyeti yine akıllara geliyordu. Son nefeste İrfan Can, Mert’e takılmasa, soyunma odasına deplasman ekibi önde gidecekti. İkinci 45 dakika kartlardan gollere her şeye gebeydi…

46’da müsait durumda Fred çerçeveyi göremiyordu. Bir derbide bu kadar bonkörlük fazlaydı. 60’ta Syzmanski’nin yerde kaldığı pozisyona Atilla Karaoğlan VAR yardımıyla penaltı demişti. Oysa görüntü o kadar netti ki…

Tadiç’in penaltısıyla Kanarya yine öndeydi. Golden sonra Fenerbahçe durmadan kaçırmaya devam ediyordu. Beşiktaş’ın durumu içler acısıydı. 75’te Szymanski’yi düşüren son adam olduğu gerekçesiyle Tayfur atılmıştı derken VAR yardımıyla karar değişmiş, oyuncuya sarı kart verilmişti.

Maçın sonunda Bailly ile Szymanski yine karşıya karşıyaydı. Stoper bu sefer rakibini düşürmemiş, vuruşunu elle kesmişti. Tadiç’in vuruşunu çıkaran Mert, dönen topta da Fred’e hayır demişti. Uzatmalarda günün yıldızı Syzmanski fişi çekiyordu. Takımına iki penaltı kazandıran Lehistan sefiri ceza sahasının hemen dışından harika vurmuştu. Kalan dakikalarda başka gol olmuyor, Kanarya yeniden liderliğe yükseliyordu.

Beşiktaş’ın hali içler acısı. Bir derbide kendi sahasında bir büyüğün bu kadar aciz durumda olduğunu gördük mü emin değilim. Evet, belki takım çok eksik ancak bu kadro planlamasını yapanlar, oyuncu grubunu çalıştıranlar hakikaten bu tabloda baş suçlular. Bir kulüpte bu kadar sakat olmaz ki hadi oldu diyelim sahada olanların bazıları Süper Lig seviyesinden o kadar uzak ki… Fenerbahçe’ye gelince… Sezonun en rahat maçlarından birini aslında oynadılar. O kadar kaçırdılar ki derbi tarihinin en büyük hezimetlerinden biri yaşanabilirdi. Fred’in varlığı Kanarya için o kadar önemli ki…