AfD özellikle küskün seçmenleri, “düzen karşıtı” söylemlerle harekete geçiriyor. Doğuda kendisini Doğu Almanya'nın çıkarlarının gözetleyen bir parti olarak pazarlıyor.

Küskünleri harekete geçiriyorlar
Fotoğraf: AA

Kai BUDLER, Anti faşist yazar

Almanya için Alternatif (AfD) partisi kuruluşundan beş yıl sonra 2018'de tüm eyalet parlamentolarında, Federal Meclis'te ve Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilmeye başladı. Bu yeni bir parti için olağanüstü bir başarı. Başlangıçta "Avrupa şüphecisi" ya da "ulusal muhafazakâr" olarak tanımlanan parti çoktan değişim geçirerek radikal sağcı çizgisini ortaya koydu. Özellikle Almanya'nın doğusundaki aşırı sağcı "Pegida" (Batının İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) yapılarıyla iş birliği ve artan mülteci sayısı sırasındaki ırkçı eylemleri, partiyi giderek daha fazla radikalleştirdi. Ve açıktan radikal sağcıların toplandığı bir partiye dönüştü. Bu zamana kadar parti, "yeni sağ" tarafından yayılan sağ yelpazenin faydalarını çoktan fark etti.

Aynı zamanda Doğu Almanya’daki kendilerini sözde "temel muhalefet" olarak gören yerel derneklerinin etkisi de arttı. Bu dernekler ile istenmeyen federal başkanları devirmeyi ve kendi güçlerini ve ağlarını daha da genişletmeyi başardılar. Partinin gerçek karakteri uzun zamandır bilinmesine rağmen, parti kamuoyunda hala çoğunlukla bir "protesto partisi" olarak depolitize ediliyordu. Bugün bile bu durum, NPD ve klasik neo-Naziler gibi aktörlerin içinde barındırdığı bir partiyi sadece “radikal sağcı” olarak tanımlamanın yetersizliğini ortaya koyuyor.

KÜSKÜN SEÇMENLERİ HAREKETE GEÇİRİYORLAR

Örneğin Thüringen Eyaleti için yapılan araştırmalar, AfD'nin özellikle NPD'nin daha önce en büyük başarılarının mevcut olduğu yerlerde güçlü olduğunu gösteriyor. AfD, özellikle daha önce oy kullanmayan seçmenleri (küskün seçmenler) “düzen karşıtı” söylemlerle harekete geçiriyor. Doğu Almanya'da kendisini Doğu Almanya'nın çıkarlarının gözetleyen bir parti olarak göstermeyi ve Doğu Almanya'dan ve 1989'daki olan gelişmeleri araçsallaştırmayı başarıyor. Almanya Federal Cumhuriyet´in eski SED (Almanya Sosyalist Birlik Partisi) rejimine benzer bir “diktatörlük” haline geleceğine dair propaganda yaparak, kendilerini "özgürlük savaşçıları" olarak göstermeye çalışıyorlar. Parti ülke çapında ayrıca geçmiş yılların ekonomik krizlerinden faydalanmakta ve bu dönemde ortaya çıkan aşırı sağ ve komplo teorisi ideolojisi geleneğinden gelen protesto ortamını kendisine bağlıyorlar.

2021 federal seçimlerinde AfD seçmenlerinin yaklaşık %50'si aşırı sağcı görüşlere sahip olsa da parti uzun zamandır toplumun tam ortasından erkeklerin ağırlıkta olduğu bir seçmen kitlesine yöneliyor.  Ancak toplumun tam içinde AfD'nin seçilmesine yol açan ırkçı tutumlar uzun süredir zaten mevcuttu. 2021 federal seçimlerinden sonra yapılan bir ankette, katılımcıların dörtte birinin oy verme kararında en büyük rolü sosyal güvenlik oynamış. Bu durum AfD için farklılık gösteriyor. AfD seçmeninin %40'ı seçimlerde göç ve göçmenliği seçimlerde belirleyici bir konu olarak belirtmiş.
Çeviri: Ezgi GÜNEYTEPE